Osmanlı Padişahlarının Vefkleri Tılsımları Duaları
Şifalı Gömlekler ve Açıklamaları
Selamünaleyküm Sevgili okuyucularım
Bu kitap Osmanlı Padişahlarının gömlekleri,takkeleri, içecek tasları üzerinde ki vefklerin,tılsımların ve duaların açıklanması ve uygulama formülleriyle ilgilidir. Hakikaten Osmanlı Padişahlarının gömleklerini,takkelerini, içecek taslarını incelediğimizde onların üzerlerinde çok kuvvetli duaların ,vefklerin ve tılsımların yazılı olduğunu görmekteyiz. Çünkü Osmanlılar döneminde padişahların bu manevi konularla ilgili özel danışmanları vardı. Ve bir çok konuda bu manevi danışmanlarına danışarak hareket ederlerdi. Savaşa gittiklerinde savaşla ilgili ayetlerin üzerinde yazılı gömlekleri giyerlermiş ve hep galip gelirlermiş. Zaten Osmanlı Padişahlarının bu kadar başarılı olmalarında maneviyatın rolü çok büyüktür. Çünkü bu büyük İmparatorluğun arkasında dua ordusu vardı. İşte bu kitap duaların tesiri inkar edenlere duaların tesiri ile ilgili çok büyük bir delildir. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu her yönüyle bütün dünyaya ışık olabilecek bir imparatorluktur. Ve 600 yıl adaletle dünyayı yönetti . Dolayısıyla bu dualar ,tılsımlar ve vefkler çok önemlidir. Ve çok faydalıdırlar. Çükü bu duaları ,vefkleri, ve tılsımları çok büyük alimleri yapmış ve Allah’ın sevgili kulları olan padişahlar uygulamıştır. Bu Osmanlı Padişahlarının gömlekleri,takkeleri, içecek tasları şu anda Topkapı sarayı ve Dolma Bahçe sarayında muhafaza edilmektedir.isteyen herkes gidip baka bilir ve görecek ki aynı şeyler mevcuttur. O zaman bizde şöyle deriz ; Hiç kimse duaların , vefklerin ve tılsımların faydasız olduğunu söylemesin. Çünkü tarih öyle söyleyenleri yalancı çıkarıyor. Eğer dedikleri gibi dular, tılsımlar, ve vefklerin tesiri olmasaydı o zaman padişahlar bunlara itibar etmezlerdi. Ve eğer yanlışa itibar etmiş olsalardı da başarılı olamazlardı. Demek ki do doğruya itibar etmişler ki başarılı olmuşlar. Birde sadece bir padişah değil bir çoğu aynı uygulamaları yapmış. Eğer yanlış bir şey olsaydı sadece bir iki padişah uygulardı diğerleri uygulamazdı. Madem ki bir çok padişah uygulamıştır bu duaları. Demek ki bu dular çok faydalıdır. Ve bizimde uygulamamız lazım.İnşallah bizim bu açıklamalarımız sayesinde bir çok insan bu duaları öğrenecek ve çok faydalanacak ve bizde bu sayede çok büyük sevap kazanmış olcağız.
Recep Kaplan
1.BÖLÜM
Osmanlı Padişahlarını Duaları Konusu
Osmanlı Padişahlarının dualarını incelemeye geçmeden önce Duayı tanımlayalaım sonra Osmanlı Padişahlarının dualarını açıklayacağız. İşte Duanın tanımı:
Dua kelimesi luğatta çağırma anlamına gelir. Mesela daahu dediğimiz onu çağırdı anlamına gelir.İstilahta ise bir kişinin sıkıntısını Allah’a feryad etmesidir. Dua hem ibadettir. Çünkü Allah’ın emridir .Bana dua edin duanızı kabul edeyim .Allah’ın emri olduğu için dua ibadet olur. Zaten namaz da Allah’a bir nevi duadır. Bildiğimiz gibi her türlü hastalığın maddi olsun manevi olsun illada dermanı vardır. Çünkü dert veren Allah dermanını da vermiş .Ama önemli olan o dermanı bulmaktır. Allah Kuran ‘da ‘’ biz Kuran’dan müminlere rahmet ve şifa olan ayetleri indiriyoruz’’ buyurmuştur. Demek ki bu Kuran hastalıklara şifadır. Çünkü Kuran hem din kitabıdır hem tıp kitabıdır, hem tarih kitabıdır, hem soyoloji vs kitabıdır. Yani biz bu bölümde Kuran’ın tıp yönünü inceleyeceğiz.
Allah Kuran’da ‘’ Biz Kuran’ı her şeyin beyanı olsun diye sana indirdik ‘’ buyurmuştur. Yani Kuran!da her türlü bilgi vardır.Duaların tesiri hakkında Kuran’ı incelediğimizde Zekeriya ve İbrahim Peygamber in tıbben çocuk sahibi olmaları mümkün olmadığı halde dua edip Allah’ında dualarını kabul etmesiyle çocuk sahibi oldukları açıkça ayetlerde beyan edilmiştir. Demek ki hiçbir zaman Allah ‘tan umut kesilmez. Allah Dualar sayesinde mümkün olmayanı mümkün kıla bilir. Ancak burada her şeyi Allah’tan bilmek lazım yani dualar sadece vesiledir. Allah dilerse kabul eder dilerse ret eder. Yani bu dua yazıldı diye illa da bu olacak diye bir kaide ve kural yoktur. Ama duaların tesiri vardır. Nasıl ki büyünün Nazarın tesiri vardır aynı şekilde duaların da tesiri vardır. İşte dualarla ilgili beyitler:
Bil ki tesiri beliğ vardır dualar kısmına
Çok yararlar her musibet ve belanın define
Evet işte gördüğünüz gibi duaların tesirinin çok olduğunun en büyük delilide Osmanlı padişahlarının dularıdır. Ve Osmanlı Padişahlarının çok kuvvetli duaları vardır.
Dua maddesi Kuran’da 212 kere geçmektedir. Hemen hemen her sürede dua kelimsi geçmektedir. Çünkü Kuran bir duadır ve insanlığı kurtarmaya çağırıyor. Kuran’daki bütün ayetler birer duadır. İlk defa çok cidi bir çalışma neticesinde Kuran’da geçen bütün Dua maddelerini bir araya biz getirdik . Hakikaten Kuran ‘da ki bütün duayla ilgili ayetlerinde çok derin manalar var. Şimdi Duayla ilgi bütün ayetleri bir araya getirdiğimiz bölümü zikrediyoruz. İşte Kuran ‘da ki Dua maddesinin geçtiği bütün ayetler:
Bakara sürsi 23-61-68-69-70-171-186-221-260-
Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sure getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin).
Hani, “Ey Musa! Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız. O halde, bizim için Rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan versin” demiştiniz. O da size, “İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise inin şehre! İstedikleriniz orada var” demişti. Böylece zillet ve yoksulluk onları kapladı. Onlar, Allah’ın gazabına uğradılar. Bunun sebebi, onların; Allah’ın ayetlerini inkar ediyor, peygamberleri de haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmek ve aşırı gitmekte oluşlarıydı.
“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın.” dediler. Musa şöyle dedi: “Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi, emrolunduğunuz işi yapın.”
Onlar, “Bizim için Rabbine dua et de, rengi neymiş? açıklasın” dediler. Musa şöyle dedi: “Rabbim diyor ki, o, sapsarı; rengi, bakanların içini açan bir sığırdır” dedi.
“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın. Çünkü sığırlar, bizce, birbirlerine benzemektedir. Ama Allah dilerse elbet buluruz” dediler.
İnkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.
İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.
Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Ali İmran süresi
23. Kendilerine Kitap’tan bir pay verilenleri görmüyor musun ki, aralarında hüküm vermesi için Allah’ın Kitabına çağrılıyorlar da sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor.
38. Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin” dedi.
61. Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.”
Yorum Bu ayete “mubahale” ayeti denir. Mubahele, bir konuda haklı olanın ortaya çıkması için usulünce lanetleşmek demektir. Necran Hıristiyanları; “Kur’an, Hz.İsa’nın babasız doğduğunu kabul ettiğine göre, onun Allah olması gerekir” iddiasını ileri sürdüler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, hakkın ortaya çıkması için onları mubahaleye davet etti. Ancak onlar bunu kabul etmediler.
104. Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
153.Peygamber, arkanızdan sizi çağırırken siz durmadan dağa yukarı kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene, ve başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Yorum :Bu ayetler, Uhud savaşında cereyan eden olaylara dikkat çekmektedir. Savaş öncesinde Hz.Peygamber, bir birliği, bir geçide yerleştirerek; emir almadıkça, her ne pahasına olursa olsun, mevkilerini terk etmemelerini tembih etti. Savaşın başlangıcında müslümanlar üstün duruma geçince, geçittekiler, birkaç kişi hariç, yerlerini terk ederek ganimet toplamaya koştular. Bunu fırsat bilen müşrikler, arkadan dolanarak müslümanları zor durumda bıraktı. Müslümanlar, başlangıçtaki üstünlüklerini kaybedip dağıldılar. Hz. Peygamberin çağrısı üzerine sergilenen son bir hamle ile kesin yenilgiden kurtuldular ama kesin bir başarı da elde edilemedi. Müslüman askerlerin bir kısmının verilen emri tam olarak yerine getirmemeleri, İslam ordusuna pahalıya mal olmuştu.
Nisa Süresi 117 Onlar, Allah’ı bırakıp ancak dişilere tapıyorlar Halbuki (aslında) azgın bir şeytana tapmaktadırlar.
Enam Süresi 40-41-52-56-71-108 (Ey Muhammed!) De ki: “Söyleyin bakalım. Acaba size Allah’ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz Allah’tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın). Hayır! (Bu durumda) yalnız O’na dua edersiniz, O da dilerse (kurtulmak için) dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz o an Allah’a ortak koştuklarınızı unutursunuz.”
Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.
Yorum: Kureyş’in ileri gelenleri Hz. Peygamber’e, “Fakir müslümanları yanından kovarsan seninle gelir otururuz” demişlerdi. Hz. Peygamber de “Ben mü’minleri kovamam” buyurmuştu. Onlar, “Bari biz senin yanına geldiğimizde onlar kalkıp gitsinler, biz çıkınca girsinler. Çünkü biz bunlarla oturmayı gururumuza yediremiyoruz,” demişlerdi. Resulullah da bu kişilerin bu sayede müslüman olabileceklerini düşünerek teklifi kabul etmek üzere iken bu ayet-i kerime inmiştir.
De ki: “Sizin, Allah’tan başka ibadet ettiğiniz şeylere ibadet etmem bana kesinlikle yasaklandı. Ben sizin arzularınıza uymam. (Uyarsam) o takdirde sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam.”
De ki: “Allah’ı bırakıp da bize faydası olmayan, zararı da dokunmayan şeylere mi tapalım? Allah, bizi hidayete kavuşturduktan sonra gerisingeri (şirke) mi döndürülelim? Arkadaşları ‘bize gel!’ diye doğru yola çağırdıkları halde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayarttığı kimse gibi mi (olalım)?” De ki: “Hiç şüphesiz asıl doğru yol Allah’ın yoludur. Bize alemlerin Rabbine boyun eğmek emrolundu.”
Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir.
Araf Süresi 5-29- 37-56-134-180-189-193-194-197-198
Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.
De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”
Kim, Allah’a karşı yalan uyduran veya O’nun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalimdir? İşte onlara kitaptan (kendileri için yazılmış ömür ve rızıklardan) payları erişir. Sonunda kendilerine melek elçilerimiz, canlarını almak için geldiğinde, “Hani Allah’ı bırakıp tapınmakta olduğunuz şeyler nerede?” derler. Onlar da, “Bizi yüzüstü bırakıp kayboldular” derler ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.
Üzerlerine azap çökünce, “Ey Musa! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz” dediler.
En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.
Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.
Yorum: Ayette yer alan “bir tek nefisten yarattı” ifadesi, yaratılan eşin, fizikî olarak o nefisten yaratıldığını değil, “nefis” (insan) ile eşinin aynı cinse, insan cinsine mensup olarak yaratıldığını ifade etmektedir. Yani insan cinsinin erkek türü olan Adem’e, yine insan cinsinden, kadın türünde bir eş yaratılmıştır.
Onları doğru yola çağırsanız size uymazlar. Onları çağırsanız da, sussanız da sizin için birdir (sonuç alamazsınız).
Allah’ı bırakıp tapındıklarınızın hepsi sizin gibi (yaratılmış) kullardır. Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi hemen onları çağırın da size cevap versinler (duanıza icabet etsinler).
Allah’tan başka taptıklarınızın ise size yardım etmeğe güçleri yetmez. Onlar kendilerine de yardım edemezler.
Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sana baktıklarını görürsün, halbuki onlar görmezler.
Enfal Süresi 24
Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.
Yunus Süresi
10. Bunların oradaki duaları, “Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım!”, aralarındaki esenlik dilekleri, “selam”; dualarının sonu ise, “Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur” sözleridir
12. İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken (her halinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslenmiş (hoş gösterilmiş)tir
25. Allah, esenlik yurduna çağırır ve dilediğini doğru yola iletir.
66. Bilesiniz ki göklerde kim var, yerde kim varsa, hep Allah’ındır. Allah’tan başkasına tapanlar (gerçekte) Allah’a koştukları ortaklara tabi olmuyorlar. Şüphesiz onlar ancak zanna uyuyorlar ve sadece yalan söylüyorlar.
89. Allah da, “Her ikinizin de duası kabul edildi. Öyleyse dürüst olmakta devam edin ve sakın bilmeyenlerin yolunda gitmeyin” dedi.
105,106. Yine bana şöyle emredildi: “Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dîne çevir. Sakın Allah’a ortak koşanlardan olma. Allah’ı bırakıp da sana ne fayda ve ne de zarar verebilecek olan şeylere yalvarma. Eğer böyle yaparsan, şüphesiz ki sen zalimlerden olursun.”
Hüd süresi
13. Yoksa “onu (Kur’an’ı) uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Allah’tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi uydurma on sure getirin.”
62. Onlar şöyle dediler: “Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın şeyden derin bir şüphe içindeyiz.”
101. Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilahları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlahları onların sadece ziyanlarını artırdı.
Yusuf Süresi 108 De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah’a çağırırız. Allah’ın şanı yücedir. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.”
Rad Süresi 14 Gerçek dua ancak O’nadır. O’ndan başka yalvardıkları ise onların isteklerine ancak, ağzına ulaşmayacağı halde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kafirlerin duası daima boşa çıkar.
Yorum: Bu ayette puta tapanlar, kuyu başındaki susamış insana benzetilmektedir. Elini uzatıp suyun gelmesini isteyen bu kimsenin isteğini, cansız, şuursuz su nasıl yerine getiremezse, tıpkı bunun gibi cansız, şuursuz putlar da onlara tapanların isteklerine cevap veremezler.
İbrahim Süresi
9. Sizden önceki Nuh, Ad, ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah’tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, “Biz sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz” dediler.
10.Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? (Halbuki) O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar ertelemek için sizi (imana) çağırıyor. Onlar, “Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin” dediler.
39. “Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail’i ve İshak’ı veren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.”
40.“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.”
44. (Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, “Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim” diyecekler. Onlara şöyle denilecek: “Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?”
Nahl Süresi
5. Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz.
20. Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar.
86. Allah’a ortak koşanlar, ortaklarını gördüklerinde diyecekler ki: “Rabbimiz! Bunlar, seni bırakıp kendilerine tapmış olduğumuz ortaklarımızdır.” Koştukları ortaklar da onlara: “Siz elbette yalancılarsınız” diye laf atacaklar.
125. (Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
İsra Süresi
11. İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir.
67. Denizde size bir sıkıntı dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp) kaybolur, yalnız Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.
110. De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.
Kehf Süresi
14,15. Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilah demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O’ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
28. Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.
52. (Ey Muhammed!) Allah’ın, “Ortağım olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın” diyeceği, onların da çağıracakları, fakat kendilerine (çağırdıklarının) cevap vermeyecekleri ve bizim de aralarına bir uçurum koyacağımız günü hatırla!
57. Kim, kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar
Meryem Süresi
4. O, şöyle demişti: “Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım.”
48. “Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.”
90,91. Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!
Ta Ha Suresi
108. O gün kendisinden yan çizmek mümkün olmayan davetçiye (İsrafil’e) uyarlar. Sesler, Rahman’ın azametinden dolayı kısılmıştır. Artık sadece fısıltı işitebilirsin.
Enbiya Suresi
45. De ki: “Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum.” Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler.
90. Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.
Hac Suresi
62. Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O’nu bırakıp da taptıkları ise batılın ta kendisidir. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür.
67. Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O halde, din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et. Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol üzerindesin.
73. Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de aciz, istenen de.
Mü'minun Suresi
73. Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
117. Kim, hakkında hiçbir delili olmadığı halde Allah ile birlikte başka bir ilaha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır. Şüphesiz kafirler asla kurtuluşa eremezler.
Nur Suresi
48. Aralarında hüküm vermesi için Allah’a (Kur’an’a) ve peygambere çağırıldıkları zaman, bir de bakarsın ki içlerinden bir grup yüz çevirmektedir.
63. (Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. İçinizden biribirini siper ederek sıvışıp gidenleri Allah gerçekten bilir. Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Furkan Suresi 13-14-68-77
Elleri boyunlarına bağlanmış, çatılmış olarak cehennemin daracık bir yerine atıldıkları zaman orada, yok olup gitmeyi isterler (Kendilerine) “Bugün bir kere yok olmayı istemeyin, birçok kere yok olmayı isteyin!” (denir.)
Onlar, Allah ile beraber başka bir ilaha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar. (Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak.”
Şu'ara Suresi
72.İbrahim, dedi ki: “Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?”
213.Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!
Neml Suresi
62. Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!
80. Şüphesiz sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Kasas Suresi 25-41-64-78-88
Nihayet kızlardan biri utana utana yürüyerek ona gelip, “Bizim için koyunlarımızı sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor” dedi. Musa, onun (Şu’ayb’ın) yanına gelip başından geçenleri ona anlatınca Şu’ayb, “Korkma, o zalim kavimden kurtuldun” dedi. Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir. Onlara, “Haydi ortaklarınızı çağırın!” denir. Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap veremez. Azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi. Karun, “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir” dedi. O, Allah’ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir). Sen Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etme. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O’nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O’nundur ve kesinlikle O’na döndürüleceksiniz.
Ankebut Sures i42 Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Rum Suresi
25. Emriyle göğün ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.
52. Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.
Lokman Suresi
30. Bu böyledir. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, onu bırakıp da taptıkları ise batıldır. Şüphesiz Allah yücedir, büyüktür.
32.Onları, (denizde) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah’a has kılarak O’na yalvarırlar. Allah, onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı orta yolu tutar. Bizim ayetlerimizi ise ancak son derece kaypak, son derece nankör olanlar inkar eder.
Secde Suresi 16
Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar.
Ahzab Suresi
5. Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
45,46. Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.
53. Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.
Sebe' Suresi
22. (Ey Muhammed!) De ki: “Allah’ı bırakıp da ilah olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değillerdir. Onların yerde ve gökte hiçbir ortaklıkları yoktur. Allah’ın onlardan bir yardımcısı da yoktur.
Fatır Suresi 6-13-14-18-40 Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır. Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.
Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkar ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.
Hiçbir günahkar başka bir günahkarın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri halde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır.
De ki: “Allah’ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yerden ne yaratmışlardır?” Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, açık bir delile mi sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaad etmezler.
Yasîn Suresi
57.Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.
Saffat Suresi
125,126. “Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?
Yorum :Ba’l”, o dönemde Şam bölgesinin “Bekk” yöresinde tapılan bir putun adıdır
Sad Suresi
51.Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler.
Zümer Suresi
8. İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce O’na yalvardığını unutur ve Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. De ki: “Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin.”
38. Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.”
49. İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler.
Mü'min Suresi
10.İnkar edenler var ya, muhakkak onlara: “Allah’ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha büyüktür. Çünkü siz imana çağırılırdınız da inkar ederdiniz” diye seslenilir.
12. “Bu, sizin tevhid çerçevesinde Allah’a çağrıldığında inkar etmeniz, O’na ortak koşulduğunda ise inanmanız sebebiyledir. Artık hüküm yüce ve büyük Allah’a aittir.
14. O halde, kafirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin.
20. Allah, hak ve adaletle hükmeder. Allah’tan başka taptıkları ise hiçbir hükümde bulunamazlar. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
26. Firavun dedi ki: “Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.”
41.“Ey kavmim! Bu ne hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz.”
42.“Siz beni Allah’ı inkar etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi mutlak güç sahibine, çok bağışlayana (Allah’a) çağırıyorum.”
43.“Şüphe yok ki sizin beni tapmaya çağırdığınız şeyin ne dünya ne de ahiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz Allah’adır. Şüphesiz, aşırı gidenler cehennemliklerin ta kendileridir.”
49.Ateşte olanlar cehennem bekçilerine, “Rabbinize yalvarın da (hiç değilse) bir gün bizden azabı hafifletsin” derler.
50.(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kafirlerin duası boşunadır.
60. Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duanıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.”
65. O, diridir. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde sadece Allah’a itaat ederek (samimi olarak) O’na ibadet edin. Hamd, alemlerin Rabbine mahsustur.
Fussilet Suresi 5-31-33-48-49-51 Dediler ki: “(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. O halde sen (istediğini) yap, şüphesiz biz de (istediğimizi) yapacağız.”
Yorum Müşriklerin kalplerinin örtüler içinde olması; kulaklarında ağırlık ve kendileriyle Hz. Peygamber arasında bir perdenin bulunması, birer mecazî ifade olup, onların inkar konusundaki inat ve ısrarlarını vurgulamaktadır
31,32.“Biz dünya hayatında da ahirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah’tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var.”
33.Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?
48.Daha önce yalvardıkları (tanrılar) onları yüzüstü bırakıp uzaklaşmıştır. Kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır
49.İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır.
51.İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur.
Şura Suresi 13-15
“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nuh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslam dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.
(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: “Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O’nadır.”
Zuhruf Suresi
49. (Onlar azabı görünce) “Ey büyücü! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz” dediler.
82. Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın da Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden uzaktır.
Duhan Suresi
55.Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler.
Casiye Suresi 28
O gün her ümmeti diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağrılır. (Onlara şöyle denilir:) “Bugün (yalnızca) yaptıklarınızın karşılığı verilecektir.”
Ahkaf Suresi 4-5-31-32 De ki: “Allah’ı bırakıp da taptıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, yeryüzünden neyi yaratmışlardır? Yoksa göklerin yaratılışında onların bir ortaklığı mı var? Eğer doğru söyleyenler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı olsun getirin bana!” Kim, Allah’ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapıktır? Oysa onlar, bunların tapınmalarından habersizdirler.
“Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.” Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah’ı aciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah’tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler. Muhammed Suresi 35-38 Sakın za’f göstermeyin. Üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. Sizin amellerinizi asla eksiltmeyecektir. İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılıyorsunuz. Ama içinizden cimrilik yapanlar var. Kim cimrilik yaparsa ancak kendi zararına cimrilik yapmış olur. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirecek olursanız, yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar.
Fetih Süresi 16 Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: “Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükafat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.”
Kamer Suresi
6,7.O halde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir halde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
8. Davetçiye doğru koşarlarken kafirler, “Bu zor bir gün” derler.
10.O da Rabbine, “Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et” diye dua etti.
Hadîd Suresi 8-10
Peygamber, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Halbuki (Allah ezelde) sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun).
Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten (Mekke fethinden) önce harcayanlar ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah, hepsine de en güzel olanı (cenneti) va’detmiştir. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Saff Suresi 7 Kim, İslam’a davet olunduğu halde, Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
Mülk Suresi 28 De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helak etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkarcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?”
Kalem Suresi 42,43. Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kafirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar (ve buna yanaşmıyorlar)dı.
Me'aric Suresi 17,18. O, (hakka) arka döneni ve (imandan) yüz çevireni; servet toplayıp yığanı kendine çağırır.
Nuh Suresi
6. Fakat benim davetim ancak onların kaçışını artırdı.”
7. “Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler.
8. “Sonra ben onları açık açık davet ettim.”
Cin Suresi
18. “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O halde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.”
20. De ki: “Şüphesiz ben ancak Rabbime ibadet ederim ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam.”
İnşikak Süresi 11,12. “Helak!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.
Alak Süresi 17.Haydi, taraftarlarını çağırsın. 18.Biz de zebanileri çağıracağız.
Hulasa
İşte gördüğünüz gibi Kuran ‘da dua Maddesi hemen hemen her sürede geçmektdir.Kuran’da Hz.İbrahim ,Hz Zekeriya ,Hz.İsa ve Hz .Nuh as’ın dualarından bahsedilmektedir.
Ve dua kelimesi Kuran ‘da en çok geçen kelimelerden biridir.Dua kelimesi Kuran ‘da yukarıdaki ayetlerde geçtiği gibi Hem Allah ‘a yalvarma , hem çağırma ve Hem de dua etme manasında kullanılmıştır. Duayı tam inceledikten sonra şimdi Osmanlı padişahlarının eşyaları üzerinde ki duaları inceleyeceğiz. Bu kitapta 12 padişaha ait eşyaları inceleyeceğiz. Sıraıyla işte 12 padişahımız:
1:Sultan ikinci Murat
2 Cem Sultan
4:Sultan Birinci Süleyman Kanuni
5:Hürrem Sultan
6: Sultan İkinci Selim
7:Sultan Üçüncü Murat
9:Sultan birinci Ahmet
10:Sultan Birinci Mustafa
11: Sultan Dördüncü Murat
12:Sultan İkinci Ahmet
Şimdi biz bu bölümde bu padişahlar emanetleri üzerinde ki duaları açıklayacağız. Diğer bölümlerde de bu padişahlara ait emanetler üzerinde ki vefkler ve tılsımları açıklayacağız. Sultan 1. Mustafanın takkesinin duasının açıklamasıyla başlıyoruz.
Sultan 1. Mustafa
İşte dualı takkeleri:
1. Takke
2.Takke
3.Takke
4 Takke
Evet işte gördüğünüz gibi Sultan 1.Mustafa’nın 1. Takkesinin üzerinde Kuran ayetleri vardır ve en tepesinde de tılsım vardır. Bu takke yi annesi kendisine bir Kapuk ağası hadisesi esnasında yaptırmış.O esnada padişaha bir ölüm korkusu hasıl olmuş gece gündüz kafasını öldürüleceği meşkul edermiş annesi ona onu bu korkudan rahatlatmak için bu tılsımlı takkeyi yaptırmış ve nitekim tahtan indirlir fakat öldürülmez.Takkenin üzerinde korkudan emin olma ayetleri vardır.Her kim de aşırı derece bir korku hasıl olursa oda burada yazılı ayetleri ve tılsım şeklini yazıp kendinde taşırsa o korkuyu yenecektir . Ve ona bir şey olmayacaktır. İşte takkenin üstünde yazılı bulunan ayetlerin açılımı:
فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ نُوحٍ إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ إِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكُم مَّقَامِي وَتَذْكِيرِي بِآيَاتِ اللّهِ فَعَلَى اللّهِ تَوَكَّلْتُ فَأَجْمِعُواْ أَمْرَكُمْ وَشُرَكَاءكُمْ ثُمَّ لاَ يَكُنْ أَمْرُكُمْ عَلَيْكُمْ غُمَّةً ثُمَّ اقْضُواْ إِلَيَّ وَلاَ تُنظِرُونِ
فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَأَلْتُكُم مِّنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلاَّ عَلَى اللّهِ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ
إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبِّي وَرَبِّكُم مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلاَّ هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِن كُنتُ عَلَىَ بَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّي وَرَزَقَنِي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًا وَمَا أُرِيدُ أَنْ أُخَالِفَكُمْ إِلَى مَا أَنْهَاكُمْ عَنْهُ إِنْ أُرِيدُ إِلاَّ الإِصْلاَحَ مَا اسْتَطَعْتُ وَمَا تَوْفِيقِي إِلاَّ بِاللّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
إِن يَنصُرْكُمُ اللّهُ فَلاَ غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا الَّذِي يَنصُرُكُم مِّن بَعْدِهِ وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكِّلِ الْمُؤْمِنُونَ
قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَـكِنَّ اللّهَ يَمُنُّ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَمَا كَانَ لَنَا أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَانٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَعلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
وَمَا لَنَا أَلاَّ نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّهِ وَقَدْ هَدَانَا سُبُلَنَا وَلَنَصْبِرَنَّ عَلَى مَا آذَيْتُمُونَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ
الَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
وَمَن يَهْدِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن مُّضِلٍّ أَلَيْسَ اللَّهُ بِعَزِيزٍ ذِي انتِقَامٍ
وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ إِنْ أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
وَيُنَجِّي اللَّهُ الَّذِينَ اتَّقَوا بِمَفَازَتِهِمْ لَا يَمَسُّهُمُ السُّوءُ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
اللّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ وَخَشَعَت الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا
يَوْمَئِذٍ لَّا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَنُ وَرَضِيَ لَهُ قَوْلًا
وَكُلُّهُمْ آتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْدًا
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَنُ وُدًّا
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا
قُلْنَا اهْبِطُواْ مِنْهَا جَمِيعاً فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَن تَبِعَ هُدَايَ فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالصَّابِؤُونَ وَالنَّصَارَى مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وعَمِلَ صَالِحًا فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُون
َأَهَـؤُلاء الَّذِينَ أَقْسَمْتُمْ لاَ يَنَالُهُمُ اللّهُ بِرَحْمَةٍ ادْخُلُواْ الْجَنَّةَ لاَ خَوْفٌ عَلَيْكُمْ وَلاَ أَنتُمْ تَحْزَنُونَ
وَمِن قَبْلِهِ كِتَابُ مُوسَى إِمَامًا وَرَحْمَةً وَهَذَا كِتَابٌ مُّصَدِّقٌ لِّسَانًا عَرَبِيًّا لِّيُنذِرَ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَبُشْرَى لِلْمُحْسِنِينَ
إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Okunuş |
Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym |
Okunuş |
Vetlü aleyhim nebee nuh iz kale li kavmihi ya kavmi in kane kebüra aleyküm mekami ve tezkirii bi ayatillahi fe alellahi tevekkeltü fe ecmiu emraküm ve şürakaeküm sümme la yekün emruküm ve şürakaeküm sümme la yekün emruküm aleyküm ğummeten sümmakdu ileyye ve la tünzirun |
Okunuş |
Fe in tevelleytüm fe ma seeltüküm mir ecrv in ecriye illa alellahi ve ümirtü en ekune minel müslimin |
Okunuş |
İnni tevekkeltü alellahi rabbi ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahizüm binasiyetiha inne rabbi ala siratim müstekiym |
Okunuş |
Kale ya kavmi eraeytüm in küntü ala beyyinetim mir rabbi ve razekani minhü rizkan hasena ve ma üridü en ühalifeküm ila ma enhaküm anh in üridü illel islaha mesteta't ve ma tevfikiy illa billah aleyhi tevekkeltü ve ileyhi ünib |
Okunuş |
İy yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm, ve iy yahzülküm fe min zellezi yensuruküm mim ba'dih, ve alellahi felyetevekkelil mü'minun |
Okunuş |
Kalet lehüm rusülühüm in nahnü illa beşerum mislüküm ve lakinnellahe yemünnü ala mey yeşaü min ibadih ve ma kane lena en ne'tiyeküm bi sültanin illa bi iznillah ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun |
Okunuş |
Ve ma lena ella netevekkele alellahi ve kad hedana sübülena ve lenasbiranne ala ma azeytümuna ve alellahi fel yetevekkelil müteveklkilun |
Okunuş |
Ellezine saberu ve ala rabbihim yetevekkelun |
Okunuş |
İnnehu leyse lehu sültanün alellezine amenu ve ala rabbihim yetevekkelun |
Okunuş |
İnnemel mü'minunellezine iza zükirallahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim ayatühu zadethüm imanev ve ala rabbihim yetevekkelun |
Okunuş |
Ve mey yehdillahü fema lehu mim müdill e leysellahü bi azizin zintikam |
Okunuş |
Ve lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kul eferaeytüm ma ted'une min dunillahi in eradeniyellahü bi durrin hel hünne kaşifatü durrihi ev eradeni bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih kul hasbiyellah aleyhi yetevekkelül mütevekkilun |
Okunuş |
Ve yüneccillahüllezinettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm yahzenun |
Okunuş |
Allahü haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv vekil |
Okunuş |
Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum, la te'huzühu sinetüv vela nevm, lehu ma fis semavati ve ma fil ard, men zellezi yeşfeu indehu illa bi iznih, ya'lemü ma beyne eydihim ve ma halfehüm, ve al yühiytune bi şey'im min ilmihi illa bi ma şa', vesia kürsiyyühüs semavati vel ard, ve la yeudühu hifzuhüma, ve hüvel aliyyül aziym |
Okunuş |
Yevmeiziy yettebiuned daiye la ivece leh ve haşeatil asvatü lir rahmani fe la tesmeu illa hemsa |
Okunuş |
Yevmeizil la tenfeuş şefaatü illa men ezine lehür rahmanü ve radiye lehu kavla |
Okunuş |
Ve küllühüm atihi yevmel kiyameti ferda |
Okunuş |
İnnellezine amenu ve amilus salihati se yec'alü lehümür rahmanu vüdda |
Okunuş |
Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekiyne ve tünzira bihi kavmel lüdda |
Okunuş |
Kulnehbitu minha cemia, fe imma ye'tiyenneküm minni hüden fe men tebia hüdaye fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun |
Okunuş |
İnnellezine amenu vellezine hadu ves sabiune ven nesara men amene billahi vel yevmil ahiri ve amile salihan fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun |
Okunuş |
E la inne evliyaellahi la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun |
Okunuş |
E haülaillezine aksemtüm la yenalühümüllahü bi rahmeh üdhulül cennete la havfün aleyküm ve la entüm tahzenun |
Okunuş |
Ve min kablihi kitabü musa imamev ve rahmeh ve haza kitabüm müsaddikul lisanen arabiyyel li yünzirallezine zalemu ve büşra lil muhsinin |
Okunuş |
İnnellezine kalu rabbünellahü sümmestekamu fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun |
Takkenin tepesinde de kişinin korkmaması için tılsım yazılmıştır . O tılsımı tılsımlar bölümünde işleyeceğiz.
2. Takke
Şimdi 2. takkeyi inceliyoruz ve bakıyoruz ki 2. takkenin üzerinde de yine Lailahe ilah ve ayetel kürsi yazılıdır. 15 defa tekrar edilerek.
3. Takke
3. Takkeyi incelediğimizde bakıyoruz ki üzerinde rahat uyuması için uyku duası yazılmıştır . Herkim ki böyle bir dua yazarsa herhangi bir takke üzerine rahat uyur. İşte 3. takkenin üzerinde ki dua:
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا
وَهُوَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُم بِاللَّيْلِ وَيَعْلَمُ مَا جَرَحْتُم بِالنَّهَارِ ثُمَّ يَبْعَثُكُمْ فِيهِ لِيُقْضَى أَجَلٌ مُّسَمًّى ثُمَّ إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ ثُمَّ يُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
لَيْسُواْ سَوَاء مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ أُمَّةٌ قَآئِمَةٌ يَتْلُونَ آيَاتِ اللّهِ آنَاء اللَّيْلِ وَهُمْ يَسْجُدُونَ
دَعْوَاهُمْ فِيهَا سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلاَمٌ وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِتَسْكُنُواْ فِيهِ وَالنَّهَارَ مُبْصِرًا إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ
وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِبَاسًا وَالنَّوْمَ سُبَاتًا وَجَعَلَ النَّهَارَ نُشُورًا
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِن جَعَلَ اللَّهُ عَلَيْكُمُ اللَّيْلَ سَرْمَدًا إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَنْ إِلَهٌ غَيْرُ اللَّهِ يَأْتِيكُم بِضِيَاء أَفَلَا تَسْمَعُونَ
وَمِنَ اللَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا
وَاللَّيْلِ وَمَا وَسَقَ
وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ
Okunuş |
Ve ce'alna nevmekum subaten |
Okunuş |
Ve ce'alnelleyle libasen. |
Okunuş |
Ve hüvellezi yeteveffaküm bil leyli ve ya'lemü ma cerahtüm bin nehari sümme yeb'asüküm fihi li yukda ecelüm müsemma sümme ileyhi merciuküm sümme yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun |
Okunuş |
Leysu sevaa, min ehlil kitabi ümmetün kaimetüy yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yecüdun |
Okunuş |
Da'vahüm fiha sübhanekellahümme ve tehiyyetühüm fiha selam ve ahiru da'vahüm enil hamdü lillahi rabbil alemin |
Okunuş |
Hüvellezi ceale lekümül leyle li zalike le ayatil li kavmiy yesmeun |
Okunuş |
Ve hüvellezi ceale lekümül leyle libasev ven nevme sübatev ve cealen nehar nüşura |
Okunuş |
Kul eraeytüm in cealellahü aleykümül leyle sermeden ila yevmil kiyameti men ilahün ğayrullahi ye'tiküm bi diya' e fe la tesmeun |
Okunuş |
Ve minelleyli fescud lehu ve sebbihhu leylen taviylen. |
Okunuş |
Velleyli ve ma veseka. |
Okunuş |
Velkameri izetteseka |
Bu dua 3. takkenin üzerinde 4 defa tekrar edilmiştir.
4. Takke
Bu takkeyi incelediğimizde bakıyoruz ki üzerinde baş ağrısının geçmesi için bir dua yazılıdır. Ve vefk var o vefki vefkler bölümün inceleyeceğiz önce burada o duayı inceleyelim. Padişahın baş ağrısı olduğu zaman o takkeyi takarmış o zaman başının ağrısı geçermiş . işte 4. takkenin üzerinde ki yazılı dua:
كهيعص
ذِكْرُ رَحْمَةِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا
إِذْ نَادَى رَبَّهُ نِدَاء خَفِيًّا
قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا
إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُّبِينًا
لِيَغْفِرَ لَكَ اللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا
وَيَنصُرَكَ اللَّهُ نَصْرًا عَزِيزًا
هُوَ الَّذِي أَنزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَانًا مَّعَ إِيمَانِهِمْ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا
لِيُدْخِلَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَكَانَ ذَلِكَ عِندَ اللَّهِ فَوْزًا عَظِيمًا
لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا
Okunuş |
Kef ha ya ayn sad |
Okunuş |
Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya |
Okunuş |
İz nada rabbehu nidaen hafiyya |
Okunuş |
Kale rabbi inni vehenel azmü minni veştealer ra'sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekiyya |
Okunuş |
İnna fetahna leke fetham mübina |
Okunuş |
Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme ni'metehu aleyke ve yehdiyeke siratam müstekiyma |
Okunuş |
Ve yensurakellahü nasran aziza |
Okunuş |
Hüvellezi enzeles sekinete fi kulubil mü'minine li yezdadu imanem mea imanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alimen hakima |
Okunuş |
Li yüdhilel mü'minine vel mü'minati cennatin tecri min tahtihel enharu halidine fiha ve yükeffira anhüm seyyiatihim ve kane zalike indellahi fevzen aziyma |
Okunuş |
Le kad radiyallahü anil mü'minine iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fi kulubihim fe enzeles sekinete aleyhim ve esabehüm fethan kariba |
Sultan 1. Mustafa’nın takkelerini işledikten sonra şimdi Sultan 4. Murat’ın gömleğini incelemeye geçiyoruz. İşte Sultan 4. Murat’ın tılsımlı ve dualı gömleği:
Sultan 4. Murat Gömleği
Gömleğin ön tarafı
Gömleğin arka tarafı
Gömleğin Ön Tarafındaki Duasının Açıklaması
Sultan 4. Murat’ın bu gömleğininin üzerinde harika tılsımlar ve vefkler vardır. Onları vefkler vetılsımlar bölümün de işleyeceğiz. Dualar vardır . Şimdi onları burada işleyeceğiz .
4 . Murat padişahlığı devr aldığı zaman ülke bir kaos içindeydi her gün yeni bir olay oluyordu açlık had safhadaydı gerileme dönemi başlamıştı. Fakat onun döneminde mahsüller bereketli olmuş ve ülkenin siyasi istikrarı sağlanmış dolayısıyla bu gömleği padişah hep giyermiş . bu gömleğin üstünde ki bu ilginç tılsım ve böyle manevi bir cazibeye sahiptir. Her kim bu duanın aynısını yazıpta mahsülatının bulunduğu sahada bir yerde asarsa o kişinin mahsülatı bol bol netice verir. Bu gömlekte Yağmurun yağmasıyla ilgili ayetler yazılımış .İşte o ayetlerin açılımı:
وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِم مَّطَرًا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِمِينَ
وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَـهٍ غَيْرُهُ قَدْ جَاءتْكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَوْفُواْ الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلاَ تَبْخَسُواْ النَّاسَ أَشْيَاءهُمْ وَلاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ بَعْدَ إِصْلاَحِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
وَلاَ تَقْعُدُواْ بِكُلِّ صِرَاطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِهِ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا وَاذْكُرُواْ إِذْ كُنتُمْ قَلِيلاً فَكَثَّرَكُمْ وَانظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
فَلَمَّا جَاء أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ مَّنضُودٍ
مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ وَمَا هِيَ مِنَ الظَّالِمِينَ بِبَعِيدٍ
وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَـهٍ غَيْرُهُ وَلاَ تَنقُصُواْ الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ إِنِّيَ أَرَاكُم بِخَيْرٍ وَإِنِّيَ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُّحِيطٍ
وَاذْكُرْ أَخَا عَادٍ إِذْ أَنذَرَ قَوْمَهُ بِالْأَحْقَافِ وَقَدْ خَلَتْ النُّذُرُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا اللَّهَ إِنِّي أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ
قَالُوا أَجِئْتَنَا لِتَأْفِكَنَا عَنْ آلِهَتِنَا فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
قَالَ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَأُبَلِّغُكُم مَّا أُرْسِلْتُ بِهِ وَلَكِنِّي أَرَاكُمْ قَوْمًا تَجْهَلُونَ
فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُّسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ قَالُوا هَذَا عَارِضٌ مُّمْطِرُنَا بَلْ هُوَ مَا اسْتَعْجَلْتُم بِهِ رِيحٌ فِيهَا عَذَابٌ أَلِيمٌ
تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَى إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ كَذَلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ
Okunuş |
Ve emtarna aleyhim metara fenzur keyfe kane akibetül mücrimin |
Okunuş |
Ve ila medyene ehahüm şüayba kale ya kavmi'büdüllahe maleküm min ilahin ğayruh kad caetküm beyyinetüm mir rabbiküm fe evfül keyle vel mizane ve la tebhasün nase eşyaehüm ve la tüfsidu fil erdi ba'de islahiha zaliküm hayrul leküm in küntüm mü'minin |
Okunuş |
Ve la tak'udu bi külli siratin tuidune ve tesuddune an sebilillahi men amene bihi ve tebğuneha iveca vezküru iz küntüm kalilen fe kesseraküm venzuru keyfe kane akibetül müfsidin |
Okunuş |
Felemma cae emruna cealna aliyeha safileha ve emtarna aleyha hicaratem min siccilim mendud |
Okunuş |
Müsevvemeten inde rabbik ve ma hiye minez zalimine bi beiyd |
Okunuş |
Ve ila medyene ehahüm şüayba kale ya kavmi'büdüllahe maleküm min ilahin ğayruhv ve la tenkusul mikyale vel mizane inni eraküm bi hayriv ve inni ehafü aleyküm azabe yevmim mühiyt |
Okunuş |
Vezkür eha ad iz enzera kavmehu bil ahkafi ve kad haletin nüzüru mim beyni yedeyhi ve min halfihi ella ta'büdu illellah inni ehafü aleyküm azabe yevmin aziym |
Okunuş |
Kalu eci'tena li te'fikena an alihetina fe'tina bima teidüna in künte mines sadikiyn |
Okunuş |
Kale innemel ilmü indellahi ve übelliğuküm ma ürsiltü bihi ve lakinni eraküm kavmen techelun |
Okunuş |
Felemma raevhü aridam müstakbile evdiyetihim kalu haza aridum müntiruna bel hüve mesta'celtüm bih rihun fiha azabün elim |
Okunuş |
Tüdemmiru külle şey'im bi emri rabbiha fe asbehu la yüra illa mesakinühüm kezalike neczil kavmel mücrimin |
Bu ayetler yağmurun yağması için yazılan ve ya okunan ayetlerdir. Çünkü eğer yağmur yağmazsa bu ayetler yazılır ve havanın önünde bekletilir sonra okunur ve yağmur yağar. Padişahta bu gömleği hep giyermiş bol bol yağmur yağar ve mahsül bereketli olmuş.
Gömleğin Arka Tarafındaki Duasının Açıklaması
Sultan 4 . Muratın gömleğinin arka tarafına baktığımızda onun üzerinde ayetler görmekteyiz.
O ayetler göz ağrısının iyleşmesi ve göz ışığının çoğalması için çok faydalıdır. Sultanın göz ağrısı varmış bu gömleği giyermiş ve göz ağrısı geçermiş. İşte duanın açılımı:
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيم
اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَـئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ
أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ مِّن رَّبِّهِ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَدِيثِ كِتَابًا مُّتَشَابِهًا مَّثَانِيَ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ ثُمَّ تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ ذَلِكَ هُدَى اللَّهِ يَهْدِي بِهِ مَنْ يَشَاء وَمَن يُضْلِلْ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
الَر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَى بِآيَاتِنَا أَنْ أَخْرِجْ قَوْمَكَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَذَكِّرْهُمْ بِأَيَّامِ اللّهِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
Okunuş |
Allahü nurus semavati vel ard meselü nurihi ke mişkatin fiha misbah elmisbahu fi zücaceh ezzücacetü ke enneha kevkebün dürriyyüy yukadü min şeceratim mübaraketin zeytunetil la şerkiyyetiv ve la ğarbiyyetiy yekadü zeytüha yüdiy'ü ve lev lem temseshü nar nurun ala nur yehdillahü li nurihi mey yeşa' ve yadribüllahül emsale lin nas vallahü bi külli şey'in alim |
Okunuş |
Allahü veliyyüllezine amenu yuhricühüm minez zulümati ilen nur, vellezine keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat, ülaike ashabün nar, hüm fiha halidun |
Okunuş |
Elehümdü lillahillezi halekas semavati vel erda ve cealez zulümati ven nur sümmellezine keferu bi rabbihim ya'dilun |
Okunuş |
E fe men şerahallahü sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasiyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fi dalalim mübin |
Okunuş |
Allahü nezzele ahsenel hadisi kitabem müteşebihem mesaniye takşeirru minhü ccüludüllezine yahşevne rabbehüm sümme telinü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdi bihi mey yeşa' ve mey yudlilillahü fe ma lehu min had |
Okunuş |
Elif lam ra kitabün enzelnahü ileyke li tuhricen nase minez zulümati ilen nuri bi izni rabbihim ila siratil azizil hamid |
Okunuş |
Ve le kad erselna musa bi ayatina en ahric kavmeke minez zulümati ilen nuri ve zekkirhüm bi eyyamillah inne fi zalike le ayatil li külli sabbarin şekur |
Bu ayetler göz ışığının artması için yazılır ve bir suda eritilir. Ve osuyla gözler yıkanır artık göz ağrısı geçer ve bir daha hiç bir ağrı gözde hasıl olmaz . artı gözün ışığı azalamaz.
Birde bu gömleğin arka tarfının üzerinde çocukların anne babalarına karşı itaatkar olmaları için hem tılsım yazılmış hem de Kuran’dan ayetler var. Tılsımı tılsımlar bölümünde işleyeceğiz. Bu duayıda padişah hane halkı ona itaatkar olsunlar diye yazdırmış. Bu ayetleride har kim bir kağıda yazıp üstünde taşırsa kesinlikle çocukları ona karşı aşırı derece itaatkar olurlar. İşte yazılı dua:
أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَى وَهُوَ مَكْظُومٌ
لَوْلَا أَن تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِّن رَّبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاء وَهُوَ مَذْمُومٌ
فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا
وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا
رَّبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمْ إِن تَكُونُواْ صَالِحِينَ فَإِنَّهُ كَانَ لِلأَوَّابِينَ غَفُورًا
وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ لاَ تَعْبُدُونَ إِلاَّ اللّهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً وَذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَقُولُواْ لِلنَّاسِ حُسْناً وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنكُمْ وَأَنتُم مِّعْرِضُونَ
وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا
قُلْ تَعَالَوْاْ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلاَّ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلاَدَكُم مِّنْ إمْلاَقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلاَ تَقْرَبُواْ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلاَ تَقْتُلُواْ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
Okunuş |
Em tes'eluhum ecren fehum min mağremin muskalune. |
Okunuş |
Em 'indehumulğaybu fehum yektubune |
Okunuş |
Fasbir lihukmi rabbike ve la tekun kesahibilhuti iz nada ve huve mekzumun. |
Okunuş |
Levla en tedarekehu ni'metun min rabbihi lenubize bil'arai ve huve mezmumun. |
Okunuş |
Fectebahu rabbuhu fece'alehu minessalihiyne |
Okunuş |
Ve kada rabbüke elle ta'büdu illa iyyahü ve bil valedeyni ihsana imma yeblüğanne indekel kibera ehadühüma ev kilahüma fe la tekul lehüma üffiv ve la tenher hüma ve kul lehüma kavlen kerima |
Okunuş |
Vahfid lehüma cenahaz zülli miner rahmeti ve kur rabbirhamhüma kema rabbeyani sağiyra |
Okunuş |
Rabbüküm a'lemü bima fi nüfusiküm in tekunu salihiyne fe innehu kane lil evvabine ğafura |
Okunuş |
Ve iz ehazna misaka beni israile la ta'büdune illellahe ve bil valideyni ihsanev ve izl kurba vel yetam vel mesakini ve kulu lin nasi husnev ve ekiymus salate ve atüz zekah, sümme tevelleytüm ila kalilem minküm ve entüm mu'ridun |
Okunuş |
Va'büdüllahe ve la tüşriku bihi şey'ev ve bil valideyni ihsanev ve bizil kurba vel yetama vel mesakini vel cari zil kurba vel caril cünübi ves sahibi vil cembi vebnis sebili ve ma meleket eymanüküm innellahe la yühibbü men kane muhtalen fehura |
|
Kul tealev etlü ma harrame rabbüküm aleyküm ella tüşriku bihi şey'a ve bil valideyni ihsana ve la taktülu evladeküm min imlak nahnü nerzükuküm ve iyyahüm ve la takrabül fevahişe ma zahera minha ve ma betan ve la taktülün nefselleti harramellahü illa bil hakk zaliküm vessaküm bihi lealleküm ta'kilun |
Sultan 4. Murat’ın gömleğini işledikten sonra Sultan üçüncü Ahmetin gömleğini incelemeye geiyoruz.
İşte Sultan 2. Ahmetin Gömleği
Sultan 2. Ahmet Gömleğinin Ön tarafı
Sultan 2. Ahmet Gömleğinin Arka Tarafı
Sultan 2. Ahmet Gömleğinin Ön Tarafı
Bu Gömlek Sultan ikinci Ahmet’e 1692 tarihinde yaptırılmıştır.Bu gömleğin üzerinde ön tarafında Allah’ın isimleri lailaheillah yazılı arka tarafında ise Allah , Muhammet ,Ali isimleri yazılı. Ve Kuran’dan ayetler yazılı var.
İşte Ayetlerin açılımı:
فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَاقَهُمْ لَعنَّاهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَاسِيَةً يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِ وَنَسُواْ حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُواْ بِهِ وَلاَ تَزَالُ تَطَّلِعُ عَلَىَ خَآئِنَةٍ مِّنْهُمْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنْهُمُ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاصْفَحْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ أَكَّالُونَ لِلسُّحْتِ فَإِن جَآؤُوكَ فَاحْكُم بَيْنَهُم أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ وَإِن تُعْرِضْ عَنْهُمْ فَلَن يَضُرُّوكَ شَيْئًا وَإِنْ حَكَمْتَ فَاحْكُم بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ
وَكَيْفَ يُحَكِّمُونَكَ وَعِندَهُمُ التَّوْرَاةُ فِيهَا حُكْمُ اللّهِ ثُمَّ يَتَوَلَّوْنَ مِن بَعْدِ ذَلِكَ وَمَا أُوْلَـئِكَ بِالْمُؤْمِنِينَ
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُواْ إِذَا مَا اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّأَحْسَنُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
لاَ تَقُمْ فِيهِ أَبَدًا لَّمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوَى مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَن تَقُومَ فِيهِ فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ أَن يَتَطَهَّرُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرِينَ
أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَى تَقْوَى مِنَ اللّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىَ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ اللّهِ أَندَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّهِ وَالَّذِينَ آمَنُواْ أَشَدُّ حُبًّا لِّلّهِ وَلَوْ يَرَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ إِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ أَنَّ الْقُوَّةَ لِلّهِ جَمِيعاً وَأَنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعَذَابِ
لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَـكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَـئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَـئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
هَاأَنتُمْ أُوْلاء تُحِبُّونَهُمْ وَلاَ يُحِبُّونَكُمْ وَتُؤْمِنُونَ بِالْكِتَابِ كُلِّهِ وَإِذَا لَقُوكُمْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ عَضُّواْ عَلَيْكُمُ الأَنَامِلَ مِنَ الْغَيْظِ قُلْ مُوتُواْ بِغَيْظِكُمْ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Okunuş |
Fe bima nakdihim misakahüm leannahüm ve cealna kulubehüm kasiyeh yüharrifunel kelime ammevadiihi ve nesu hazzam mimma zükkiru bih ve la tezalü tettaliu ala hainetim minhüm illa kalilem minhüm fa'fü anhüm vasfah innellahe yühibbül muhsinin |
Okunuş |
Semmaune lil kesibi ekkalune lis suht fe in cauke fahküm beynehüm ev a'rid anhüm ve in tu'rid anhüm fe ley yedurruke şey'a ve in hakemte fahküm beynehüm bil kist innellahe yühibbül muksitiyn |
Okunuş |
Ve keyfe yühakkimunee ve indehümüt tevratü fiha hukmüllahi sümme yetevellevne mim ba'di zalik ve ma ülaike bil mü'minin |
Okunuş |
Leyse alellezine amenu ve amilus salihati cünahun fima taimu iza mettekav ve amenu ve amilus salihati sümmettekav ve amenu sümmettekav ve ahsenu vallahü yühabbül muhsinin |
Okunuş |
La tekum fihi ebeda le mescidün üssise alet takva min evveli yevmin ehakku en tekume fih fihi ricalüy yühibbune ey yetetahheru vallahü yühibbül müttahhirin |
Okunuş |
E fe men essese bünyanehu ala katva minallahi ve ridvanin hayrun em men essese bünyanehu ala şefacürufin harin fenhara bihi fi nari cehennem vallahü la yehdil havmez zalimin |
Okunuş |
Ve minen nasi mey yettehizü min dunillahi endadey yühibbunehüm ke hubbillah, vellezine amenu eşeddü hubbel lillah, velev yerallezine zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete lillahi cemiav ve ennellahe şedidül azab |
Okunuş |
Leysel birra en tüvellu vücuheküm kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel bira men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hiynel be's, ülaikellezine sadeku, ve ülaike hümül müttekun |
Okunuş |
Ha entüm ülai tühibbunehüm ve la yühibbuneküm ve tü'minune bil kitabi küllih, ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz, kul mutu bi ğayziküm, innellahe alimüm bizatis sudur |
Bu ayetleri padişah gömleğinin üstüne yazdırmış kendisini insanlara sevdirmek için .Bu ayetleri her kim bir kağıda yazarsa ve üstünde taşırsa insanlar o kişiyi çok severler ve sözünden dışarı çıkmazlar . Padişahta herkes tarafından sevileyim diye bu ayetleri giydiği gömlek üstüne yazdırmış.Muhammet ,Ali ismiyle ilgili gömleğin üzerinde tılsım var .
Gömleğin Arka Tarafı
Bu gömleğin arka tarafında besmele ve Fetih süresinin ilk ayetleri var .savaşı kazanma duası var . padişah savaşlarda bu gömleği giyermiş işte yazılı ayetler:
إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُّبِينًا
لِيَغْفِرَ لَكَ اللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا
وَيَنصُرَكَ اللَّهُ نَصْرًا عَزِيزًا
هُوَ الَّذِي أَنزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَانًا مَّعَ إِيمَانِهِمْ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا
لِيُدْخِلَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَكَانَ ذَلِكَ عِندَ اللَّهِ فَوْزًا عَظِيمًا
وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِقِينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِكِينَ وَالْمُشْرِكَاتِ الظَّانِّينَ بِاللَّهِ ظَنَّ السَّوْءِ عَلَيْهِمْ دَائِرَةُ السَّوْءِ وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَلَعَنَهُمْ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَهَنَّمَ وَسَاءتْ مَصِيرًا
وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ نُوحٍ إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ إِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكُم مَّقَامِي وَتَذْكِيرِي بِآيَاتِ اللّهِ فَعَلَى اللّهِ تَوَكَّلْتُ فَأَجْمِعُواْ أَمْرَكُمْ وَشُرَكَاءكُمْ ثُمَّ لاَ يَكُنْ أَمْرُكُمْ عَلَيْكُمْ غُمَّةً ثُمَّ اقْضُواْ إِلَيَّ وَلاَ تُنظِرُونِ
فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَأَلْتُكُم مِّنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلاَّ عَلَى اللّهِ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ
إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبِّي وَرَبِّكُم مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلاَّ هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِن كُنتُ عَلَىَ بَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّي وَرَزَقَنِي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًا وَمَا أُرِيدُ أَنْ أُخَالِفَكُمْ إِلَى مَا أَنْهَاكُمْ عَنْهُ إِنْ أُرِيدُ إِلاَّ الإِصْلاَحَ مَا اسْتَطَعْتُ وَمَا تَوْفِيقِي إِلاَّ بِاللّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ
إِن يَنصُرْكُمُ اللّهُ فَلاَ غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا الَّذِي يَنصُرُكُم مِّن بَعْدِهِ وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكِّلِ الْمُؤْمِنُونَ
قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَـكِنَّ اللّهَ يَمُنُّ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَمَا كَانَ لَنَا أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَانٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَعلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
وَمَا لَنَا أَلاَّ نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّهِ وَقَدْ هَدَانَا سُبُلَنَا وَلَنَصْبِرَنَّ عَلَى مَا آذَيْتُمُونَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ
الَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
وَمَن يَهْدِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن مُّضِلٍّ أَلَيْسَ اللَّهُ بِعَزِيزٍ ذِي انتِقَامٍ
وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ إِنْ أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
وَيُنَجِّي اللَّهُ الَّذِينَ اتَّقَوا بِمَفَازَتِهِمْ لَا يَمَسُّهُمُ السُّوءُ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Okunuş |
İnna fetahna leke fetham mübina |
Okunuş |
Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme ni'metehu aleyke ve yehdiyeke siratam müstekiyma |
Okunuş |
Ve yensurakellahü nasran aziza |
Okunuş |
Hüvellezi enzeles sekinete fi kulubil mü'minine li yezdadu imanem mea imanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alimen hakima |
Okunuş |
Li yüdhilel mü'minine vel mü'minati cennatin tecri min tahtihel enharu halidine fiha ve yükeffira anhüm seyyiatihim ve kane zalike indellahi fevzen aziyma |
Okunuş |
Ve yüazzibel münafikiyne vel münafikati vel müşrikine vel müşrikatiz zannine billahi zannez sev' aleyhim dairatüs sev' ve ğadibellahü aleyhim ve leanehüm ve eadde lehüm cehennem ve saet masiyra |
Okunuş |
Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azizen hakima |
Okunuş |
İnna erselnake şahidev ve mübeşşirav ve nezira |
Okunuş |
Li tü'minu billahi ve rasulihi ve tüazziruhu ve eziyla |
Okunuş |
Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym |
Okunuş |
Vetlü aleyhim nebee nuh iz kale li kavmihi ya kavmi in kane kebüra aleyküm mekami ve tezkirii bi ayatillahi fe alellahi tevekkeltü fe ecmiu emraküm ve şürakaeküm sümme la yekün emruküm ve şürakaeküm sümme la yekün emruküm aleyküm ğummeten sümmakdu ileyye ve la tünzirun |
Okunuş |
Fe in tevelleytüm fe ma seeltüküm mir ecrv in ecriye illa alellahi ve ümirtü en ekune minel müslimin |
Okunuş |
İnni tevekkeltü alellahi rabbi ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahizüm binasiyetiha inne rabbi ala siratim müstekiym |
Okunuş |
Kale ya kavmi eraeytüm in küntü ala beyyinetim mir rabbi ve razekani minhü rizkan hasena ve ma üridü en ühalifeküm ila ma enhaküm anh in üridü illel islaha mesteta't ve ma tevfikiy illa billah aleyhi tevekkeltü ve ileyhi ünib |
Okunuş |
İy yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm, ve iy yahzülküm fe min zellezi yensuruküm mim ba'dih, ve alellahi felyetevekkelil mü'minun |
Okunuş |
Kalet lehüm rusülühüm in nahnü illa beşerum mislüküm ve lakinnellahe yemünnü ala mey yeşaü min ibadih ve ma kane lena en ne'tiyeküm bi sültanin illa bi iznillah ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun |
Okunuş |
Ve ma lena ella netevekkele alellahi ve kad hedana sübülena ve lenasbiranne ala ma azeytümuna ve alellahi fel yetevekkelil müteveklkilun |
Okunuş |
Ellezine saberu ve ala rabbihim yetevekkelun |
Okunuş |
İnnehu leyse lehu sültanün alellezine amenu ve ala rabbihim yetevekkelun |
Okunuş |
İnnemel mü'minunellezine iza zükirallahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim ayatühu zadethüm imanev ve ala rabbihim yetevekkelun |
Okunuş |
Ve mey yehdillahü fema lehu mim müdill e leysellahü bi azizin zintikam |
Okunuş |
Ve lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kul eferaeytüm ma ted'une min dunillahi in eradeniyellahü bi durrin hel hünne kaşifatü durrihi ev eradeni bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih kul hasbiyellah aleyhi yetevekkelül mütevekkilun |
Okunuş |
Ve yüneccillahüllezinettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm yahzenun |
Okunuş |
Allahü haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv vekil |
Sultan 2. Ahmetindin gömleğinden sonra Valide Sultan gömleğini inecelemeye geçiyoruz. Valide sultan bu gömleği 1582 ‘de özellikle yaptırmış ve üzerin de bütün Kuran Süreleri yazılı .Bu gömleği Valide Sultan oğlu 3. Murata Hediye etmiş. İşte Valide Sultan Gömleği :
Sultan 3. Murat Gömleği
Gömleğin Arka Tarafı
Gömleğin Arka Tarafı
Evet işte gördüğünüz gibi bütün Kuran ayetleri bu gömleğin üzerinde yazılıdır.
Şimdi Hürrem Sultanın Kanuni sultan Süleyman ‘a su içierttiği tası inceliyoruz.
Kanuni Sultan Süleyman
İşte o Tas
Açıklama: Evet işte gördüğünüz gibi tasın üzerinde ayetler var . bu ayetler aşk ayetleridir. Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleymanı kendine delicesine bağlamak için bu tasın üzerinde aşk ayetlerini yazdırmış ve gerçektende Kanuni Sultan Süleyman Hürrem Sultanı çok aşırı sevmiş .İşte tasın Üzerin de yazılı ayetler:
وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّهُ وَعْدَهُ إِذْ تَحُسُّونَهُم بِإِذْنِهِ حَتَّى إِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِي الأَمْرِ وَعَصَيْتُم مِّن بَعْدِ مَا أَرَاكُم مَّا تُحِبُّونَ مِنكُم مَّن يُرِيدُ الدُّنْيَا وَمِنكُم مَّن يُرِيدُ الآخِرَةَ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْ وَلَقَدْ عَفَا عَنكُمْ وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ
هَاأَنتُمْ أُوْلاء تُحِبُّونَهُمْ وَلاَ يُحِبُّونَكُمْ وَتُؤْمِنُونَ بِالْكِتَابِ كُلِّهِ وَإِذَا لَقُوكُمْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ عَضُّواْ عَلَيْكُمُ الأَنَامِلَ مِنَ الْغَيْظِ قُلْ مُوتُواْ بِغَيْظِكُمْ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
إِن تَمْسَسْكُمْ حَسَنَةٌ تَسُؤْهُمْ وَإِن تُصِبْكُمْ سَيِّئَةٌ يَفْرَحُواْ بِهَا وَإِن تَصْبِرُواْ وَتَتَّقُواْ لاَ يَضُرُّكُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا إِنَّ اللّهَ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌ
Okunuş |
Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih, hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma tühibbun, minküm mey yüridüd dünya ve minküm mey yüridül ahirah, sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm, ve le kad afa anküm, vallahü zu fadlin alel mü'minin |
Okunuş |
Kütibe aleykümül kitalü ve hüve kürhül leküm, ve asa en tühibbu şey'ev ve hüve şerrul leküm, vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun |
Okunuş |
Ya eyyühellezine amenu mey yertedde minküm an dinihi fe sevfe ye'tillahü bi kavmiy yühibbühüm ve yühibbunehu ezilletin alel mü'minine e izzetin alel kafirine yücahidune fi sebilillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlüllahi yü7tihi mey yeşa' vallahü vasiun alim |
Okunuş |
İnnema veliyyükümüllahü ve rasulühu vellezine amenüllezine yükiymunes salate ve yü'tunez zekate ve hüm rakiun |
Okunuş |
Ha entüm ülai tühibbunehüm ve la yühibbuneküm ve tü'minune bil kitabi küllih, ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz, kul mutu bi ğayziküm, innellahe alimüm bizatis sudur |
Okunuş |
İn temsesküm hasenetün tesü'hüm, ve in tüsibküm seyyietüy yefrahu biha, ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şey'a, innellahe bi ma ya'melune mühiyt |
Kanuni Sultan Süleyman Tasını inceledikten sonra Sultan 2. Abdülhamite Şeyh Abdülkadir Geylanin mısır eşrafı tarafından Hediye edilen gömleği inceleyeğiz. İşte o gömlek :
Sultan 2. Abdülhamitin Gömleği
Açıklama işte gördüğünüz gibi Sultan 2.Abdül hamit hana hediye edilen gömlek üzerinde yuvarlak vefkler vardır. O vefkleri vefkler bölümde işleyeceğiz. Boyun tarafında Kuran’dan ayetler yazılı bu ayetleri herkesin üzerinde etkili olmak için yapılan dua ayetleridir. İşte o ayetlerin açılımı:
قُلْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ عَلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَالنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ
وَلاَ تَكُونُواْ كَالَّذِينَ تَفَرَّقُواْ وَاخْتَلَفُواْ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَأُوْلَـئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ
آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
شَرَعَ لَكُم مِّنَ الدِّينِ مَا وَصَّى بِهِ نُوحًا وَالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى أَنْ أَقِيمُوا الدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُوا فِيهِ كَبُرَ عَلَى الْمُشْرِكِينَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِ اللَّهُ يَجْتَبِي إِلَيْهِ مَن يَشَاء وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ
وَمَا تَفَرَّقُوا إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى لَّقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ أُورِثُوا الْكِتَابَ مِن بَعْدِهِمْ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ
فَلِذَلِكَ فَادْعُ وَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَقُلْ آمَنتُ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ مِن كِتَابٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ اللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ اللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ
قُولُواْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
فَإِنْ آمَنُواْ بِمِثْلِ مَا آمَنتُم بِهِ فَقَدِ اهْتَدَواْ وَّإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنَّمَا هُمْ فِي شِقَاقٍ فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
قُلْ أَتُحَآجُّونَنَا فِي اللّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ وَلَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُخْلِصُونَ
Okunuş |
Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahime ve ismaiyle ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve ma utiy musa ve iysa ven nebiyyune mir rabbihim, la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun |
Okunuş |
Ve mey yebteği ğayral islami dinen fe ley yukbele minh, ve hüve fil ahirati minel hasirin |
Okunuş |
Ve la tekunu kellezine teferraku vahtelefu mim ba'di ma caehümül beyyinat, ve ülaike lehüm azabün aziym |
Okunuş |
Amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihi vel mü'minun, küllün amene billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülih, la nüferriku beyne ehadim mir rusülih, ve kalu semi'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masiyr |
Okunuş |
Şeraa leküm mined dini ma vessa bihi nuhav vellezi evhayna ileyke ve ma vessayna bihi ibrahime ve musa ve iysa en ekiymüd dine ve la teteferraku fih kebüra alel müşrikine ma ted'uhüm ileyh allahü yectebi ileyhi mey yeşaü ve yehdi ileyhi mey yünib |
Okunuş |
Ve ma teferraku illa mim ba'di ma caehümül ilmü bağyem beynehüm ve lev la kelimetün sebkat mir rabbike ila ecelim müsemmel le kudiye beynehüm ve lev la kelimetün sebekat mir rabbike ila ecelim müsemmel le kudiye beynehüm ve innellezine urisül kitabe mim ba'dihim lefi şekkim minhü mürib |
Okunuş |
Fe li zalike fed'u vestekim kema ümirt ve la tettebi' ehvaehüm ve kul amentü bima enzelellahü min kitab ve ümirtü li a'dile beyneküm allahü rabbüna ve rabbüküm lena a'malüna ve leküm a'malüküm la huccete beynena ve beyneküm allahü yecmeu beynena ve ileyhil mesiyr |
Okunuş |
Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahime ve ismaiyle ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve ma utiye musa ve iysa ve ma utiyen nebiyyune mir rabbihim, la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun |
Okunuş |
Fe in amenu bi misli ma amentüm bihi fe kadihtedev, ve in tevellev fe innema hüm fi şikak, fe seyekfikehümüllah, ve hüves semiul alim |
Okunuş |
Kul etühaccunena fillahi ve hüve rabbüna ve rabbüküm, ve lena amalüna ve leküm a'malüküm, ve nahnü lehu muhlisun |
Şimdi Cem sultanın gömleğini inceliyoruz. İşte Cem sultan gömleği
Cem Sultan Gömleği Ön Tarafı
Cem Sultan Arka Tarafı
Ön Taraf Açıklaması
Evet işte gördüğünüz gibi Cem sultanın ölmeğinin üzerinde vefkler tılsımlar ve dualar vardır.Şimdi duaları inceleyeceğiz. Ön tarafta besmele ve fetih süresinin ilk ayeti yzaılmış ayrıca başarılı olmak için dua yazılmış . bu gömlek 1477 yapılmaya başlamış ancak 1480 de bitmiş Cem Sultan maalesef gömleği kullanamamış ve maalesef başarılı olamamış .
İşte Gömleğin üzerinde yazılı dua
هُوَ الَّذِي يُسَيِّرُكُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ حَتَّى إِذَا كُنتُمْ فِي الْفُلْكِ وَجَرَيْنَ بِهِم بِرِيحٍ طَيِّبَةٍ وَفَرِحُواْ بِهَا جَاءتْهَا رِيحٌ عَاصِفٌ وَجَاءهُمُ الْمَوْجُ مِن كُلِّ مَكَانٍ وَظَنُّواْ أَنَّهُمْ أُحِيطَ بِهِمْ دَعَوُاْ اللّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ لَئِنْ أَنجَيْتَنَا مِنْ هَـذِهِ لَنَكُونَنِّ مِنَ الشَّاكِرِينَ
فَلَمَّا أَنجَاهُمْ إِذَا هُمْ يَبْغُونَ فِي الأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّمَا بَغْيُكُمْ عَلَى أَنفُسِكُم مَّتَاعَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَينَا مَرْجِعُكُمْ فَنُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
إِنَّمَا مَثَلُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاء أَنزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاء فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الأَرْضِ مِمَّا يَأْكُلُ النَّاسُ وَالأَنْعَامُ حَتَّىَ إِذَا أَخَذَتِ الأَرْضُ زُخْرُفَهَا وَازَّيَّنَتْ وَظَنَّ أَهْلُهَا أَنَّهُمْ قَادِرُونَ عَلَيْهَآ أَتَاهَا أَمْرُنَا لَيْلاً أَوْ نَهَارًا فَجَعَلْنَاهَا حَصِيدًا كَأَن لَّمْ تَغْنَ بِالأَمْسِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ عَاصِفَةً تَجْرِي بِأَمْرِهِ إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا وَكُنَّا بِكُلِّ شَيْءٍ عَالِمِينَ
وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ وَأَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ وَمِنَ الْجِنِّ مَن يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَمَن يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ أَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّعِيرِ
يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَاء مِن مَّحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَّاسِيَاتٍ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا وَقَلِيلٌ مِّنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ
قُلِ ادْعُوا الَّذِينَ زَعَمْتُم مِّن دُونِ اللَّهِ لَا يَمْلِكُونَ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ وَمَا لَهُمْ فِيهِمَا مِن شِرْكٍ وَمَا لَهُ مِنْهُم مِّن ظَهِيرٍ
قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ قُلِ اللَّهُ وَإِنَّا أَوْ إِيَّاكُمْ لَعَلَى هُدًى أَوْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَن نُّؤْمِنَ بِهَذَا الْقُرْآنِ وَلَا بِالَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلَوْ تَرَى إِذِ الظَّالِمُونَ مَوْقُوفُونَ عِندَ رَبِّهِمْ يَرْجِعُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ الْقَوْلَ يَقُولُ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لَوْلَا أَنتُمْ لَكُنَّا مُؤْمِنِينَ
إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّتِي تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ النَّاسَ وَمَا أَنزَلَ اللّهُ مِنَ السَّمَاء مِن مَّاء فَأَحْيَا بِهِ الأرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخِّرِ بَيْنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ لآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ اللّهِ أَندَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّهِ وَالَّذِينَ آمَنُواْ أَشَدُّ حُبًّا لِّلّهِ وَلَوْ يَرَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ إِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ أَنَّ الْقُوَّةَ لِلّهِ جَمِيعاً وَأَنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعَذَابِ
إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنزَلَ اللّهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهِ ثَمَنًا قَلِيلاً أُولَـئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ إِلاَّ النَّارَ وَلاَ يُكَلِّمُهُمُ اللّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَـكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَـئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَـئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
Okunuş |
Hüvellezi yüseyyiruküm fil berri vel bahr hatta iza küntüm fil fülk ve cerayne bihim bi riyhin tayyibetiv ve ferihu biha caetha rihun asifüv ve caehümül mevcü min külli mekaniv ve zannu ennehüm ühiyta bihim deavüllahe muhlisiyne lehüd din lein enceytena min hazihi le nekunenne mineş şakirin |
Okunuş |
Felemma encahüm izahüm yebğune fil erdi bi ğayril hakk ya eyyühennasü innema bağyüküm ala enfüsiküm metaal hayatid dünya sümme ileyna merciuküm fe nünebbiüküm bima küntüm ta'melun |
Okunuş |
İnnema meselül hayatid dünya ke main enzelnahü mines semai fahteleta bihi nebatül erdi mimma ye'külün nasü vel en'am hatta iza ehazetil erdu zuhrufeha vezzeyyenet ve zanne ehlüha ennehüm kadirune aleyha etaha emruna leylen ev neharan fe cealnaha hasiyden ke el lem tağne bil ems kezalike nüfessilül ayati li kavmiy yetefekkerun |
Okunuş |
Ve li süleymaner riha asifeten tecri bi emrihi ilel erdilleti barakna fiha ve künna bi külli şey'in alimin |
Okunuş |
Ve li süleymaner riha ğudüvvüha şehruv ve ravahuha şehr ve erselna lehu aynel kitr ve minel cinni mey ya'melü beyne yedeyhi bi izni rabbih ve mey yeziğ minhüm an emrina nüzikhü min azabis seiyr |
Okunuş |
Ya'melune lehu ma yeşaü mim meharibe ve temasile ve cifanin kel cevabi ve kudurir rasiyat i'melu ale davude şükra ve kalilüm min ibadiyeş şekur |
Okunuş |
Kulid'ullezine zeamtüm min dunillah la yemlikune miskale zerratin fis semavati ve la fil erdi ve ma lehüm fihima min şirkiv ve ma lehu minhüm min zahir |
Okunuş |
Kul mey yerzükuküm mines semavati vel ard kulillahü ve inna ev iyyaküm leala hüden ev fi dalalim mübin |
Okunuş |
Ve kalellezine keferu len nü'mine bi hazel kur'ani ve la billezi beyne yedeyh ve lev tera iziz zalimune mevkufune inde rabbihim yarciu ba'duhüm ila ba'dinil kavl yekulüllezinestud'ifu lillezi nestekberu lev la entüm lekünna mü'minin |
Okunuş |
İnne fi halkis semavati vel erdi vahtilafil leyli ven nehari vel fülkilleti tecri fil bahri bima yenfeun nase ve ma enzelellahü mines semai mim main fe ahya bihil erda ba'de mevtiha ve besse fiha min külli dabbetiv ve tasrifir riyahi ves sehabil müsahhari beynes semai vel erdi le ayatil li kavmiy ya'kilun |
Okunuş |
Ve minen nasi mey yettehizü min dunillahi endadey yühibbunehüm ke hubbillah, vellezine amenu eşeddü hubbel lillah, velev yerallezine zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete lillahi cemiav ve ennellahe şedidül azab |
Okunuş |
İnnellezine yektümune ma enzelellahü minel kitabi ve yeşterune bihi semenen kalilen ülaike ma ye'külune fi bütunihim illen nara ve la yükellimühümüllahü yevmel kiyameti ve la yüzekkihim, ve lehüm azabün eliym |
Okunuş |
Leysel birra en tüvellu vücuheküm kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hiynel be's, ülaikellezine sadeku, ve ülaike hümül müttekun |
Okunuş |
La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha, leha ma kesebet ve aleyha mektesebet, rabbena la tüahizna in nesina ev ahta'na, rabbena ve la tahmil aleyna isran kema hameltehu alellezine min kablina, rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih, va'fü anna, vağfir lena, verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirin |
Şimdi Sultan 2. Selimin gömleğini incelemeye başlıyoruz.
İşte Sultan 2. Selimin gömleği
Açıklaması Evet işte gördüğünüz gibi Sultan 2. selim’in gömleğinin üzerinde vefkler ve tılsımlar var . ve dualar var. İşte üzerinde ki duların açıklaması. Bu gömleğin üzerinde nazar ve koruma duaları işte gömleğin üzerindeki yazılı dular:
İşte gömleğin üzerindeki yazılı nazar duası
أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَى وَهُوَ مَكْظُومٌ
لَوْلَا أَن تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِّن رَّبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاء وَهُوَ مَذْمُومٌ
فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
وَإِن يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ
وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ
مِن شَرِّ مَا خَلَ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ
وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ
مَلِكِ النَّاسِ
إِلَهِ النَّاسِ
مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ
الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ
مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ
قَالَ يَا قَوْمِ أَرَهْطِي أَعَزُّ عَلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَاتَّخَذْتُمُوهُ وَرَاءكُمْ ظِهْرِيًّا إِنَّ رَبِّي بِمَا تَعْمَلُونَ مُحِيطٌ
وَيَا قَوْمِ اعْمَلُواْ عَلَى مَكَانَتِكُمْ إِنِّي عَامِلٌ سَوْفَ تَعْلَمُونَ مَن يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ وَمَنْ هُوَ كَاذِبٌ وَارْتَقِبُواْ إِنِّي مَعَكُمْ رَقِيبٌ
وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ وَدَعْ أَذَاهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا
إِن تُبْدُوا شَيْئًا أَوْ تُخْفُوهُ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا
Okunuş |
Em tes'eluhum ecren fehum min mağremin muskalune. |
Okunuş |
Em 'indehumulğaybu fehum yektubune |
Okunuş |
Fasbir lihukmi rabbike ve la tekun kesahibilhuti iz nada ve huve mekzumun. |
Okunuş |
Levla en tedarekehu ni'metun min rabbihi lenubize bil'arai ve huve mezmumun. |
Okunuş |
Fectebahu rabbuhu fece'alehu minessalihiyne |
Okunuş |
Ve in yekadulleziyne keferu leyuzlikuneke biebsarihim lemma semi'uzzikre ve yekulune innehu lemecnunun. |
Okunuş |
Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyne. |
Okunuş |
Kul e'uzü birabbilfelak |
Okunuş |
Minşerri ma halak |
Okunuş |
Ve min şerri ğasikin iza vekab |
Okunuş |
Ve min şerrinneffasati fiyl'ukad |
Okunuş |
Ve min şerri hasidin iza hased |
Okunuş |
Kul e'uzü birabbinnas |
Okunuş |
Melikinnas |
Okunuş |
İlahinnas |
Okunuş |
Min şerrilvesvasil hannas |
Okunuş |
Elleziy yüvesvisü fiysudurinnas |
Okunuş |
Minel cinnetivennas |
Okunuş |
Kale ya kami erahtiy eazzü aleyküm minellha vettehaztümuhü veaeküm zihriyya inne rabbi bi ma ta'melune mühiyt |
Okunuş |
Ve ya kavmi'melu ala mekanetiküm inni amil sevfe ta'lemune mey ye'tihi azabüy yuhzihi ve men hüve kazib vertekibu inni meaküm rakiyb |
Okunuş |
Ve la tütiil kafirine vel münafikiyne ve da' ezahüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekila |
Okunuş |
İn tübdu şey'en ev tuhfuhü fe innellahe kane bi külli şey'in alima |
Okunuş |
Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezi halekaküm min nefsiv vahidetiv ve haleka minha zevcelna ve besse minhüma ricalen kesirav ve nisaa, vettekullahellezi tesaelune bihi vel erham innellahe kane aleyküm rakiyba |
İşte gömleğin üzerinde ki yazılı her türlü tehlikeden koruyucu dua
لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاء اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
فَمَن يُرِدِ اللّهُ أَن يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلإِسْلاَمِ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَاء كَذَلِكَ يَجْعَلُ اللّهُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ
قُلْ مَن كَانَ عَدُوًّا لِّجِبْرِيلَ فَإِنَّهُ نَزَّلَهُ عَلَى قَلْبِكَ بِإِذْنِ اللّهِ مُصَدِّقاً لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرَى لِلْمُؤْمِنِينَ
وَإِن كُنتُمْ عَلَى سَفَرٍ وَلَمْ تَجِدُواْ كَاتِبًا فَرِهَانٌ مَّقْبُوضَةٌ فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُم بَعْضًا فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ أَمَانَتَهُ وَلْيَتَّقِ اللّهَ رَبَّهُ وَلاَ تَكْتُمُواْ الشَّهَادَةَ وَمَن يَكْتُمْهَا فَإِنَّهُ آثِمٌ قَلْبُهُ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِـي الْمَوْتَى قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِن قَالَ بَلَى وَلَـكِن لِّيَطْمَئِنَّ قَلْبِي قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِّنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَى كُلِّ جَبَلٍ مِّنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتِينَكَ سَعْيًا وَاعْلَمْ أَنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
هُوَ الَّذِيَ أَنزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ آيَاتٌ مُّحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاء الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاء تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الألْبَاب
Okunuş |
Le kad sadekallahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü aminine muhallikiyne ruuseküm ve mükassiriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan kariba |
Okunuş |
Fe mey yüridillahü ey yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islam ve mey yürid ey yüdilehu yec'al sadrahu dayyikan haracen ke ennema yessa'adü fis sema' kezalike yec'alüllahür ricse alellezine la yü'minun |
Okunuş |
Kul men kane adüvvel licibrile fe innehu nezzelehu ala kalbike bi iznillahi müsaddikal lima beyne yedeyhi ve hüdev ve büşra lil mü'minin |
Okunuş |
Ve in küntüm ala seferiv ve lem tecidu katiben ferihanüm makbudah, fe in emine ba'duküm ba'dan felyüeddillezi'tümine emanetehu velyettekillahe rabbeh, ve la tektümüş şehadeh, ve mey yektümha fe innehu asimün kalbüh, vallahü bi ma ta'melune alim |
Okunuş |
Ve iz kale ibrahimü rabbi erini keyfe tuhyil mevta, kale e ve lem tü'min, kale bela ve lakil li yatmeinne kalbi, kale fe huz erbeatem minet tayri fe surhünne ileyke sümmec'al ala külli cebelim minhünne cüz'en sümmed'uhünne ye'tineke sa'ya, va'lem ennellahe azizün hakim |
Okunuş |
Hüvellezi enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat, fe emmellezine fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vilih, ve ma ya'lemü te'vilehu illellah, ver rasihune fil ilmi yekulune amenna bihi küllüm min indi rabbina, ve ma yezzekkeru illa ülül elbab |
Şimdi Sultan 3. Murat’a Konya mevlerinden Sinan dede tarafında 1575 tarihinde takdim edilen gömleği inceleyeceğiz. O gömleğin üzerinde çok önemli dualar var.İşte o gömlek
Sultan 3. Muratın Gömleği
Açıklaması Evet işte gördüğünüz gibi bu gömleğin üzerinde yuvarlak haneler var ve o hanelerin içinde de ayetler yazılı . ve orada da efk ve tılsım var. Bu yuvarlak bölümlerde hitabet ve hikmet sahibi olmak için yazılan dualar var. Yani bu dular sayesinde padişahın hikmet ve kabiliyeti herkese inkişaf edecektir ve her kesi çok etkileyecektir. İşte yazılı dua:
سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاء اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
Okunuş |
Se yekulü lekel mühallefune minel a'rabi şeğaletna emvalüna ve ehluna festağfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim Kul fe mey yemlikü leküm minellahi şiy'en in erade biküm darran ev erade biküm nefa bel kanellahü bima ta'melune habira |
Okunuş |
Le kad sadekallahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü aminine muhallikiyne ruuseküm ve mükassiriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan kariba |
Okunuş |
Hüvellezi ersele rasulehu bil hüda ve dinil hakki li yuzhirahu aled dini küllih Ve kefa billahi şehida |
Okunuş |
Muhammedür rasulüllah vellezine meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve ridvana simahüm fi vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incil ke zer'in ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukihi yu'cibüz zürraa li yeğiyza bihimül küffar veadellahüllezine amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran aziyma |
2.BÖLÜM
Osmanlı Padişahlarının Tılsımları Ve Vefkleri
Sultan 4.Murat
Sultan 4. Murat’ın Sinan dede tarfından kendisine verilen gömleğininin üzerinde harika tılsımlar, vefkler vardır.Gmömileğin üzerinde rızık bolluk ve bereket tılsımları ve vefkleri yazlıdır.İşte o harika tılsımlar ve vefklerin açılımı ve türkçe açıklaması :
Tılsımın Türkçe açıklamasınıda yaptık çünkü bu tılsım Türkçede yazıla bilir.Buradaki tılsım sekizli bir vfktir. Ve öyle bir şekilde harfler ve rakamlar karıştırılmış ki hangi taraftan hep aynı sonucu verir hakikaten sayılar ve hafler arasında ki bu kaynaşma netiesinde manevi bir cazibe meydana gelir ve bu cazibe neticesinde ülkeye istikrar bolluk bereket gelmiştir .
Şimdi gömleğin üstünde ki diğer tılsıma geçiyoruz.
Tılsımın Türkçede açıklamasını yaptık çünkü bu tılsım Türkçede yazıla bilir. Bu tılsım
Yedili bir vefktir . Hakikaten harikalarla ve sırlarla doludur.Dikkatle bakın rakamlar ve harfler öyle ilginç bir şekilde yerleşmişler ki bunları istediğin gibi topla sonuç hep175 olur . buda harfler ve rakamlar arasında cazibeyi meydana getirir ondanda manevi bir kuvvet meydana gelir . nitekimharika tılsım tevbe süresinin tılsımıdır.
Bu tılsımın hikmetleri ve faydaları çoktur. Çocuğu olmayan kadınlar bunu üstlerinde taşıalar çocuk sahibi olurlar ve spermleri ölü olan adamlar bunu üstlerinde taşısalar spermleri canlanır. Gözünde ağrı olan bir kişi bunu bir kağıda yazıp okağıdıbir bardak suyun içinde eritirse ve suyla bir hafta boyunca gözünü yıkarsa gözü iyleşir ve gözünün ışığı artar.
Padişah ta göz ağrısı varmış onun için bunu uygulamış .
Şimdi cem Sultanın Gömleğinin üzerinde ki vefk ve tılsımı açılıyoruz:
İşte Yazılı Tılsım
Buda tılsımın Türkçe tercümesidir. Bu tılsım kimde olsa cesareti çoğalır . Gücü artar .Kalbine korku düşmez.
Şimdi de sultan 1. Mustafanın 1.takkesinin üzerinde ki Tılsımı açıklıyoruz. İşte o Tılsım:
Açıklama Evet işte gördüğünüz gibi yukarıda bir kare ve karenin içinde haneler ve hanelerin içinde ayetler var.1 O hanelerin için de 4 tane besmele var. İşte besmelenin yazılışı okunuşu ve meali :
(Fatiha Suresi 1. ayet)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ
Okunuş |
Bismillahirrahmanirrahim |
Diyanet Açıklamalı |
Rahman (ve) rahîm (olan) Allah'ın adıyla. |
2 O hanelerin içinde 4 tane ayetel kursinin son iki cümleleri işte ayetel kursinin okunuşu ve meali:
(Bakara Suresi 255. ayet)
اللّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Okunuş |
Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum, la te'huzühu sinetüv vela nevm, lehu ma fis semavati ve ma fil ard, men zellezi yeşfeu indehu illa bi iznih, ya'lemü ma beyne eydihim ve ma halfehüm, ve al yühiytune bi şey'im min ilmihi illa bi ma şa', vesia kürsiyyühüs semavati vel ard, ve la yeudühu hifzuhüma, ve hüvel aliyyül aziym |
Diyanet Açıklamalı |
Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyumdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür. |
Bu Ayetten 4 tane ‘’ve la yeudühu hifzuhüma, ve hüvel aliyyül aziym’’ cümleleri vardır.İşte arapçası
وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Ve birde Hicr süresinin 9 . Ayeti var. İşte Ayetin araçası Türkçe okunuşu ve meali
(Hicr Suresi 9. ayet)
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Okunuş |
İnna nahnü nezzelnez zikra ve inna lehu le hafizun |
Diyanet Açıklamalı |
Kur an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız. |
İşte 4 tane bu ayet var.
Evet bu Vefkte koruyucu olarak Besmele ve Ayetel Kursi ve içinde koruma anlamı bulunan Hicr suresinin 9 ayeti var. Bu en kuvvetli koruyucu vefklerdendir.
Vefk veya Tılsım ne olursa olsun onu yazan kişi ilada içinidekinin ne anlam geldiğini bilmeli. Yoksa o vefk vefk olmaktan ve tılsım tılsım olmaktan çıkar hiç bir faydası olmaz. Onun için vefkleri , tılsımları bazı kişiler yazıyorlar fakat kimseye fayda veremiyorlar. Çünkü o vefklerin ve tılsımların anlamını bilmiyorlar.
Bu tılsım kişiyi kazadan beladan koruyan tılsımdır. Padişah süikastlardan kurtulmak için bu tılsımı yaptırmıştır.
Şimdi de Sultan 1. Mustafanın 4. takesinin üzerinde ki Tılsımı inceliyoruz İşte o Tılsım
İşte o Tılsım
Açıklaması Bu tılsım Rubai yani 4 hanelidir. Hanelerin 4 Allah ismi 4 tane B harfi 4 tane V ve 4 K harfi var.
B Allah’ın Baki isminin şifresidir.V Allah’ın Vedud isminin şifresidir.K Allah’ın Kafi isminin şifresidir.
Yani Baki kullarını seven Allah yeterlidir.
Başka bir anlamıda var.
V ve’den ibarettir. K kefa’dan ibarettir. B bi’den ibarettir. O zaman bu tılsım bir ayet olur. Ve şöyle oluyor:Ve kefa billahi’’
Allah yeterlidir.
Buda Fetih süresinin 28. ayetidir.
Bu tılsım baş ağrısı içindir . padişah baş ağrısının geçmesi için yazmış takkenin üzerine .
Şimdi Sultan 4.Muratın gömleğinin üzerinde ki tılsımı açıklıyoruz: İşte O Tılsım
Evet işte yukarıda gördüğünüz gibi 4 li bir vefk var . Ve o vefkin içinde kareler ve karelerin içinde harfler var B- A_S -T Yani Basıt b ismi var. Bu isim Allah’ın 99 isminden bir tanesidir. Anlamı bereket bolluk rızk seren demek . Bu harfleri ne şekilde sıraya dizersek dizelim her şekilde Basıt ismi çıkıyor. Ve dolayısıyla bu ismi birbirine çarptığımızda satırlara sığmayacak kadar bu isim tekrar edilmiş olur.
Bu tılsım Rızk ve Bereket içindir. Padişah ülkede rızk ve bereket olsun diye bu duayı gömleğin üzerinde yazdırmıştır.
Şimdide Sultan 2. Adülhamite hediye edilen gömlek üzerinde ki vefki inceliyoruz. İşte o Vefk
Açıklama
Bu vefk 3 haneledir ve sülasidir. İçinde sadece rakamlar var . Şimdi o rakamları inceliyoruz.
İşte Vefkin tercemesi
1. Sıra : 4-+9-+2=15
2.Sıra : 3-+5-+7=15
3. Sıra : 8-+1-+6=15
+---------------------
15- 15 -15
Şimdi çapraz topluyoruz.
8+ 5+2 = 15 diğer taraftan 4+5+6=15 eder.
Evet işte gördüğünüz gibi vefkimiz hem dikey toplamada hem de yatay toplamada ve hemde çapraz toplamada aynı sonuçlar veriyor. Oda 15 rakamıdır. Demek ki vefkte yanlış yoktur. Bu vefk başkasını etkilem şifresinin vefkidir. Burada daki dikey ve yatay rakamları birbiriyle çarpıyoruz ve çıkan sonucu topluyoruz ve o sonuç kadar etkileme şifresi yazılmış ifade edilmektedir.
Şimdi çarpma işlemini yapıyoruz. 15x15x15x15x15x15x15x15x15=……………………………………………….
Bu vefk herkesi etki altına almak için yapılır. .
Şimdi Sultan 2. Selimin gömleğinin üzerinde ki Vefkleri inceliyoruz. İşte ön taraftaki Vefk
Açıklama :
Evet işte yukarıda gördüğünüz gibi vefk hanelerden haneler içindeki kelimelerden ve rakamlardan oluşmaktadır.Yukarıdaki Arapça yazı Ahzap süresinin69 . ayetinin bir parçasıdır. Ve o ayette şerefli olmsaktan bahsedilmektedir. İşte ayetin tamamı ve meali
(Azhap suresi 69. ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ آذَوْا مُوسَى فَبَرَّأَهُ اللَّهُ مِمَّا قَالُوا وَكَانَ عِندَ اللَّهِ وَجِيهًا
Okunuş |
Ya eyyühellezine amenu la tekunu kellezine azev musa fe berraehüllahü mimma kalu ve kane indellahi veciha |
Diyanet Açıklamalı |
Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu, dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah yanında şerefli idi. |
Yukarıdaki Vefkte bu ayetin sondan bir önceki cümlesi ‘’ve elkaytü aleyke mehabbetem minni’’
Yazılıdır. Dolayısıyla buradaki bütün hanelerdeki rakamlar birbirleriyle eşiitir.
1. 4 hanede وَكَانَ عِندَ اللَّهِ وَجِيهًا ve ‘’ ve kane indellahi veciha i’’
Ayeti yazlıdır.ayetin ebcet değeri وَكَان Kelimesi Ve kane V 6 +KE 20+A 1+N 50= 77 eder. İnde عِندَ
Kelimesi Ayn 70+N 50+ D 4 =124 eder.
Allah اللَّهِ Kelimesi + L 30 + L 30 +A 1+ H 5 =66 eder.
Vecihan وَجِيهًا kelimesi v 6 + C 3 + Y 10+ H 5 + A 1=25 eder .
وَكَانَ عِندَ اللَّهِ وَجِيهًا
25-66-124-77
2. 4 hanede 123-78-24-67 yazılıdır.
3.4 hanede 79-126-64-23 yazılıdır.
4.4 hanede 65-22-80-125yazılıdır.
Vefklerin kuralına göre bütün bu hanelerin toplamı eşit olmalı. Şimdi topluyoruz.
25+66+124+77=292
2. 4 hanetoplamı 123+78+24+67 =292
3.4 hanede 79+126+64+23 =292
4.4 hanede 65+22+80+125=292
________________+______________________
292-292-292-292
Şimdi Çapraz rakamları yan yana getiriyoruz ve bakıyoruz ki gene aynı rakamlar çıkıyor. İşte çapraz toplama:25+78+64+125=292 diğer taraftan devam ediyoruz. 77+24+126+65=292eder.
Şimdi köşedeki rakamları topluyoruz ve bakıyoruz ki gene aynı rakamlar çıkıyor.işte köşelerdeki rakamların toplamı:65+25+77+125=292 eder.
Evet işte gördüğünüz gibi vefkimiz hem dikey toplamada hem de yatay toplamada ve hemde çapraz toplamada ve hem de köşe toplamalarda aynı sonuçlar veriyor. Yani 292 . Demek ki vefkte yanlış yoktur. Bu vefk bu ayetin vefkidir. Burada daki dikey ve yatay rakamları birbiriyle çarpıyoruz ve çıkan sonucu topluyoruz ve o sonuç kadar ayet yazılmış ifade edilmektedir.
Şimdi çarpma işlemini yapıyoruz.292X292 X292X292= ……………………………………………….
Evet işte gördüğünüz gibi rakamlara sığmayan bir sonuç çıktı . dolayısıyla bu rakamlar kadar bu etkileme ve herkes tarafından ayeti yazılmış sayılır. Yani o ufak karelerle böyle bir meram maksad ifade edildi. İlginç hikmet budur.
Bu vefk herkes tarafından sevilmek , hürmet görmek ve saygı görmek içindir. Padişah herkes tarafından sevilmek, sayılmak ve hürmet görmek için bu vefki gömleğinin üzerinde yazmıştır.
Şimdi de Gömleğin arkasında ki vefki inceliyoruz . İşte o Vefk
Açıklaması : Evet işte yukarıda gördüğünüz gibi vefk hanelerden haneler içindeki kelimelerden ve rakamlardan oluşmaktadır.Yukarıdaki Arapça yazı Taha süresinin39 ayetinin bir parçasıdır. Ve o ayette muhabbeten bahsedilmektedir. İşte ayetin tamamı ve meali
(Taha Suresi 39. ayet)
أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي
Okunuş |
Enikzi fihi fit tabuti fakzi fihi fil yemmi fel yülkihil yemnü bis sahili ye'huzhü adüvvül li ve adüvvül leh ve elkaytü aleyke mehabbetem minni ve li tusnea ala ayni |
Diyanet Açıklamalı |
Musa'yı sandığa koy; sonra onu denize (Nil'e) bırak; deniz onu kıyıya atsın da, benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. (Ey Musa! Sevilmen) ve benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim. |
Yukarıdaki Vefkte bu ayetin sondan bir önceki cümlesi ‘’ve elkaytü aleyke mehabbetem minni’’
Yazılıdır. Dolayısıyla buradaki bütün hanelerdeki rakamlar birbirleriyle eşiitir.
1. 4 hanede وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي ve elkaytü aleyke mehabbetem minni’’
Ayeti yazlıdır.ayetin ebcet değeri وَأَلْقَيْتُ Kelimesi Veelkaytu V 6 +E 1+ L 30 +K 100+Y 10 +T 400=547 eder. Aleyke siemilek عَلَيْكَ
A 70+L 30+ Y 10 +K 20=130 eder.
Muhabbeten مَحَبَّةً kelimesi M 40 + H 8 + B 2+ T 400 =450
Mini ً مِّنِّي kelimesi M 40 + N50 + Y 10=100
2. 4 hanede 129-548-99-451 yazılıdır.
3.4 hanede 549-122-448-98 yazılıdır.
4.4 hanede 449-97-550-231 yazılıdır.
Vefklerin kuralına göre bütün bu hanelerin toplamı eşit olmalı. Şimdi topluyoruz.
وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي
100 450 130 547=1227
2. 4 hane toplamı : 129+548+99+451=1227
3.4 hane toplamı : 549+122+448+98=1217
4.4 hane toplamı 449+97+550+231=1327
________________+______________________
1227 1217- 1227 --- 1327
Şimdi Çapraz rakamları yan yana getiriyoruz ve bakıyoruz ki gene aynı rakamlar çıkıyor. İşte çapraz toplama:100+548+448+231=1327 diğer taraftan devam ediyoruz. 547+99+122+449=1217eder.
Şimdi köşedeki rakamları topluyoruz ve bakıyoruz ki gene aynı rakamlar çıkıyor.işte köşelerdeki rakamların toplamı:100+449+231+547=1327eder.
Evet işte gördüğünüz gibi vefkimiz hem dikey toplamada hem de yatay toplamada ve hemde çapraz toplamada ve hem de köşe toplamalarda aynı sonuçlar veriyor. Demek ki vefkte yanlış yoktur. Bu vefk bu ayetin vefkidir. Burada daki dikey ve yatay rakamları birbiriyle çarpıyoruz ve çıkan sonucu topluyoruz ve o sonuç kadar ayet yazılmış ifade edilmektedir.
Şimdi çarpma işlemini yapıyoruz. 1227X1217X1227X1327= ……………………………………………….
Bu vefk aşk ve muhabbet vefkidir. Padişah eşlrinin kendisini çok sevmeleri ve ona karşı aşırı muhabbet beslemeleri için bu vefkide gömleğinde yazdırmıştır.