
NİSAN YAĞMURLARI ve FAYDALARI
Göklerden İnen Şifa Nisan Yağmuru
Sevgili Takipcilerim Nisan yağmuru miladi 14 Nisan ile 14 Mayıs arasıdır. Yani Rumi takvime göre itibar edilir. Nisan yağmuru midyenin ağzına düşerse inci, yılanın ağzına düşerse zehir olur. Nisan yağmuru zahmetlere rahmet, dertlere deva, hastalara şifadır.
Nisan yağmuru biriktirme geleneği azalsada, özellikle Konya’nın kırsal bölgelerinde çeşitli şekillerde yaşatılıyor. Nisan yağmurunun şifasına inananlar yağmur yağarken leğen ve geniş ağızlı kapları açık alana bırakarak içine yağmur suyu dolmasını sağlıyorlar.
Bu kaplarda biriken sular daha sonra bidonlara aktarılarak, çeşitli şekillerde kullanılıyor. Saçları uzamayanlar saçlarını bu suyla yıkarken temiz kapta toplanan sular hastalıktan arınma düşüncesiyle içiliyor.
İslamiyet’e Göre Nisan Yağmuru
Enes (r.a.) anlatıyor: “Rasulullah (S.A.V.) ile birlikteyken yağmur yağmıştı. Hemen başını açtı ve “Yağmur rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği rahmettir” dedi. (Müslim 2/615, Ebu Davut 5/3309)
Selçuklu’ya başkentlik yaptığı dönemde Konya’da nisan yağmurlarının kaplarda toplanarak hastalara şifa maçlı dağıtıldığı, yapılan yemeklerin içine katıldığı tarih kaynaklarında geçmektedir. O dönem Konya da Mevlana Dergahında bulunan Mevleviler “nisan taşı” adı verilen kaplara topladıkları nisan yağmurlarını gelen misafirlere ikram ediyorlar ve bu suyun hastalılara şifa olacağına inanıyorlardı.
Uzmanlarda Nisan Yağmurunu Öneriyor
Uzmanlar nisan yağmuruyla alakalı yapılan bilimsel araştırma neticesinde ilkbaharda tabiatın canlanmaya başlamasıyla birlikte bitki ve ağaçların çiçek tozları, reçine, eterik yağları yani bitki kaynaklı yağlar ve çiçek polenlerinin rüzgar ve hava akımlarıyla atmosfere karıştığını bildirmişlerdir. Bu nedenle nisandaki yağmur yağışı sırasında havadaki bu zerrecikler yağmurla birlikte yeryüzüne düşer. Nisan yağmurları içme ve kullanma sırasında da bu özellikleri nedeniyle önemli yarar sağlar.
Nisan yağmurunun içinde kullanılabilir demir olduğu için çok faydalıdır. Kışın kaybedilen demiri kazanmak için iyi bir fırsattır. Hatta uzmanlar bunun ispatı olarak “yağmurda ıslanmadan önce demirinizi ölçtürün, ıslandıktan sonra tekrar ölçtürün, demir oranınızın yükseldiğini göreceksiniz” demektedirler.
Nisan yağmuruyla yoğurt mayalanır. Evet, yanlış duymadınız. Bu bilimsel bir gerçek; uzmanlar normal şartlarda suyla mayalanmanın olamayacağını, mayalama için laktik asidin gerekli olduğunu belirtiyorlar. Bu asit özellikle yaş bitkilerin üzerinde oldukça yoğun ve ilkbaharda havaya karışma oranı çok yüksektir. Dolayısıyla da yağmur vasıtasıyla yeryüzüne inerek açık ve özellikle de havası kirli olamayan yerlerde mayalanmayı sağlayabilmektedir. İşte uzmanların yakın yüzyıllarda ulaşabildiği bu bilimsel gerçekleri bizim peygamberimiz 1400 küsür yıl önce bildirmiştir. Bu da İslamiyet’in azametini göstermektedir. Delil, ispat aramadan sırf resulümüz dediği için bunları uygulayanların ne mutlu haline…
Nisan yağmurları Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından bizzat övülerek tavsiye edilmiştir. Nisan yağmurları şifadır, rahmettir, inamdır, ihsandır. Nisan yağmuru midyenin ağzına düşerse inci, yılanın ağzına düşerse zehir olur. Nisan yağmuru zahmetlere rahmet, dertlere deva, hastalara şifadır.
Nisan yağmuru miladi 14 Nisan ile 14 Mayıs arasıdır. Yani Rumi takvime göre itibar edilir.
Peygamberimiz (S.A.V)’den rivayet olundu ki:
Cebrail a.s Bana öyle bir ilaç öğretti ki, (o ilaç sayesinde, insanların) doktorların ilaçlarına hiç ihtiyacı kalmaz…
Eshab-ı Kiram :
(o ilaçtan) Bize de haber ver, Ya Rasulullah dediler,
Rasulullah (sav):
Nisan yağmurunu alınız (toplayınız). Ona;
70 defa Fatiha-i şerife,
70 defa İhlas-ı şerif,
70 defa Felak suresini,
70 defa Nas suresini,
70 defa Tesbih duasını (SübhanAllah (c.c.)i vel-hamdü Lillahi ve la ilahe illAllah (c.c.)ü vAllah (c.c.)ü ekber ve la havle vela kuvvete illa billahil-aliyyıl-azim) okuyunuz.
Sonra, 7 gün devamlı olarak sabah akşam birer bardak içiniz. Beni hak Peygamber olarak gönderen Cenab-u Hakk’a yemin ederim ki, Cebrail Bana dedi ki ;
Bu sudan içen kimsenin, cesedinden, damarından, sinirinden, etlerinden, o kimseye ağrı, acı veren rahatsızlığını Cenab-u Hakk giderir ve o kimseye sıhhat ve afiyet verir.’
Yine Başka bir Hadisi şerifte:
Beni hak Peygamber olarak gönderen Allah (c.c.)a Yemin ederim ki, Çocuğu olmayan bir erkek, bu sudan hanımına içirse, Allah (c.c.)u Teala’nın izni ile Hanımı hamile kalır. Hanımını başı ağrıyan bir erkek bu sudan hanımına içirse, bu su ona sıhhat için yeterli olur. İçen kimsenin balgamını keser. Rüzğar ona zarar vermez. Çirkin haller kendisine isabet etmez. Bel ağrısından, karın ağrısından, şikayeti kalmaz. Alaca hastalığından korkmaz. Göğüs ağrısı çekmez. Kalbine gelen vesvese (evham)gönlünden çıkar gider. Kendini çok beğenmek, hased, kibir, düşmanlık, gıybet ve koğuculuk (gibi manevi hastalıklar dahil),dünyada yaşayan her fani (geçici)olanlar için Allah (c.c.)u Teala’nın izni ile fayda vericidir.
Enes (ra.) anlatıyor:
“Rasulullah (S.A.V) ile birlikteyken yağmur yağmıştı. Hemen başını açtı ve “Yağmur rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği rahmettir” dedi.
Enes (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (S.A.V) le birlikteyken, yağmur yağmıştı, hemen başını açtı ve yağmur Rabbinin yeni yarattığı (indirdiği bir rahmettir) dedi Diğer bir rivayette ise Rasulullah (S.A.V), elbisesini açtığı bildirilmiştir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)
“Bahar rüzgarından ve yağmurundan vücudunuzu örtmeyin. Şüphesiz ki o doğaya ne yapıyorsa aynısını da size yapar. Güz rüzgarından ise vücudunuzu örtün. O da doğaya yaptığını size yapar.” demiştir.
Cennet Mekan Abdullah Baba (ks) Hz.leri Nisan yağmurlarıyla ilgili olarak bizlere bir sohbetinde, Annem nisan yağmurlarını temiz bir şekilde toparlar. Bu topladığı yağmur sularını süpürgeyi batırır evimizin odalarına çırpardı. Bunu neden yaptığını sorduğumda “rahmet, bereket” olur evladım demişlerdi.
Selçuklu ’ya başkentlik yaptığı dönemde Konya’da nisan yağmurlarının kaplarda toplanarak hastalara şifa amaçlı dağıtıldığı, yapılan yemeklerin içine katıldığı tarih kaynaklarında geçmektedir. O dönem Konya da Mevlana Dergahında bulunan Mevleviler “nisan taşı” adı verilen kaplara topladıkları nisan yağmurlarını gelen misafirlere şifa niyetiyle ikram ediyorlardı.
İlhanlı hükümdarı Ebu Sahip Bahadırhan tarafından 14. yüzyılda Mevlana Dergahı'na armağan edilen, 34 kilo ağırlığındaki bronz üzerine altın gümüş kakmalı nisan tası, halen Mevlana Müzesi'nde sergilenmektedir.
Hz. Mevlana'nın vefatından sonra Mevlevilerin, Mevlana'nın kullandığı destarı (Mevlevilerin başlarına taktıkları sikkelerin etrafına sarılan bez), kurak geçen yıllarda nisan yağmuru doldurulmuş kapta ıslatıp, destardan akan damlaları, bol yağmur yağması için tarlalara serptikleri görülmüştür.
''Nisan yağmuru'' biriktirme geleneği azalsa da özellikle Konya'nın kırsal bölgelerinde çeşitli şekillerde yaşatılıyor. Nisan yağmurlarının şifalı olduğuna inananlar, yağmur yağarken leğen benzeri geniş ağızlı kapları açık alanlara bırakarak, içine yağmur sularının dolmasını sağlıyor.
Bu kaplarda biriken sular, daha sonra bidonlara aktarılarak çeşitli şekillerde kullanılıyor. Temiz kaplarda toplanan sular, Peygamber Efendimizin belirtiği yararlarına mazhar olmak için içiliyor.
Nisan Yağmuru” biriktirmeyi unutmayın
Hem dini hem de ilmi kaynaklarca vücuda şifalı olduğu belirtilen “Nisan Yağmuru” nun toplanma günlerine giriyoruz.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) Hadislerinde tavsiye ettiği ve İslam geleneğinde çok önemli bir şifa kaynağı olarak bilinen “Nisan Yağmurları” nın bol olduğu nisan ayı içindeyiz.
Geleneklerimize göre nisan yağmur suyunun 13 Nisan ile 12 Mayıs tarihleri arasında toplanması gerekiyor.
Nisan yağmurlarının; havanın temiz olduğu ve kirletici unsurların bulunmadığı yerlerde, temiz kaplarda toplanarak kullanılması, sağlık açısından son derece faydalıdır.
Yağmur yağarken leğen ve geniş ağızlı kaplar açık alana bırakılarak içine yağmur suyu dolması sağlanabilir. Bu kaplarda biriken sular daha sonra bidonlara aktarılarak, çeşitli şekillerde saklanır ve kullanılabilir.
İlmi kaynaklar bahar yağmurunda ozon’un çözüldüğünü, ayrıca nisan yağmurları sayesinde kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarının, en doğal yoldan geri kazanıldığını belirtmektedirler. İlmi ve İslami kaynaklara göre nisan yağmur suyu çeşitli hatalıklar için de şifa kaynağı olarak kullanılıyor.
Tarih boyunca milletimiz tarafından bir kültür kabul edilen nisan yağmuru suyu toplama ve kullanma geleneğinin en önemli örneklerinden birisi Mevlana Dergahı’nda Mevlevilerin, ”Nisan Tası” adı verilen kaplara topladıkları nisan yağmurlarını, dergahı ziyarete gelen misafirlere şifa niyetine ikram etmekteydiler.
Nisan Yağmurundaki Şifa
Selçuklu döneminde “şifalı” olarak kabul edilen, kaplarda biriktirilip misafirlere, hastalara verildiği gibi yemeklerde de kullanılan nisan yağmurunu toplama geleneği, bugün de kırsal kesimde yaşatılıyor.
İç Anadolu Bölgesi’nde yağmurun en bol olduğu ve hububatın suya ihtiyaç duyduğu dönemde yağan nisan yağmurları, bölge insanı için bolluk ve bereket anlamına geliyor.
Selçuklu’ya başkentlik yaptığı dönemde Konya’da nisan yağmurlarının kaplarda toplanarak hastalara şifa olarak dağıtıldığı, yapılan yemeklerin içine katıldığı biliniyor.
O dönemde Konya’da bulunan Mevlana Dergahı’nda Mevleviler, “nisan tası” adı verilen kaplara topladıkları nisan yağmurlarını, dergahı ziyarete gelen misafirlere ikram ediyorlar, bu suyun bazı dertlere şifa olacağına inanıyorlardı.
İlhanlı hükümdarı Ebu Sahip Bahadır Han tarafından 14. yüzyılda Mevlana Dergahı’na armağan edilen, 34 kilo ağırlığındaki bronz üzerine altın gümüş kakmalı nisan tası, halen Mevlana Müzesi’nde sergileniyor.
Hz. Mevlana’nın vefatından sonra Mevlevilerin, Hz. Mevlana’nın kullandığı destan (Mevlevilerin başlarına taktıkları sikkelerin etrafına sarılan bez), kurak geçen yıllarda nisan yağmuru doldurulmuş kapta ıslatılıp, destandan akan damlaları, bol yağmur yağması için tarlalara serptikleri belirtiliyor.
“Nisan yağmuru” biriktirme geleneği azalsa da özellikle Konya’nın kırsal bölgelerinde çeşitli şekillerde yaşatılıyor. Nisan yağmurlarının şifalı olduğuna inananlar, yağmur yağarken leğen benzeri geniş ağızlı kapları açık alanlara bırakarak, içine yağmur sularının dolmasını sağlıyor.
Bu kaplarda biriken sular, daha sonra bidonlara aktarılarak çeşitli şekillerde kullanılıyor. Saçları uzamayanlar başlarını bu nisan yağmuruyla yıkarken, temiz kaplarda toplanan sular, baharın bolluk ve berekete vesile olması ya da hastalıklardan arınma düşüncesiyle içiliyor.
Bilim adamlarının araştırmalarından anlaşıldığına göre, bilhassa Nisan aylarında yurdumuza ulaşan, otomobil ve evlerin camlarını kaplayan ve çoğumuzca Türkiye’deki rüzgar erozyonu sebebiyle oluştuğu zannedilen tozlar, aslında Sahra Çölü’nden gelmektedir. Çölden kalkan tozlar, atmosferde taşınarak üzerimize yağmaktadır. Bu tozların %5’i demirdir. Ama demir bu haliyle canlılar tarafından kullanılamaz. Tabiatta bulunan demir çoğunlukla +3 değerliklidir. Ancak metabolizmada kullanılan demir +2 değerlikli olandır.
Peki nisan yağmurları niçin yararlıdır?
Çünkü Nisan ayında gelen çöl tozları +2 değerlikli demir taşımaktadır. +3 değerlikli demirin +2 değerlikliğe indirgenmesi için bir enerjiye ihtiyaç vardır.
Demir eksikliği anemisine bağlı kansızlığı olan hastalara kullandığımız demir preperatları kaç değerliklidir?
Cevap son derece anlamlı: +2 değerlikli demirin kansızlığı daha kısa sürede tedavi ettiğini görüyoruz.
Yani +2 değerlikli demir ihtiyacımızı Nisan yağmuru ile karşılayabiliriz.
Kansızlık için alınan Fe+3 preparatları ise, bağırsakları tahrip eder ve genelde faydası görülmez.
Çöl tozları ülkemize en çok ne zaman gelir?
Nisan ayında.
Önemli olan bu dönemler süresince bundan istifade edebilmektir. Bu da çölden gönderilen tozlarla olur. Kur’an-ı Kerim’de demirin gökten indirilişi ile ilgili ayetlerde aynı zamanda yükseltilmesinden de bahsedilmesi (Hadid/4 ve 25), bu devr-i daimler açısından da çok enteresandır.
Rüzgarlarla taşınan çöl tozlarındaki demir, bulut içinde, güneş ışığının tesiriyle +3 halden +2 hale indirgenmiş olarak, yağış neticesiyle deniz ortamına girdiğinde fitoplankton denilen mikroskobik bitkilerin çoğalmasına vesile olur.
Sahra tozu, denizlere veya ekin tarlalarına atılsa, yukarıda belirtilen faydaları sağlamaz. Çünkü tozun ekilmesi gereken yer buluttur. Ancak orada toz içindeki +3 değerli demir, güneş ışığının tesiriyle +2 değerli hale dönüşür.
Türkiye’nin coğrafi konumunda bu durum; nisan-ekim dönemine karşılık gelmektedir. Nisan yağmurlarına daha fazla bereket atfedilmesinin bir hikmeti de bu olabilir. Nitekim Nisan-Mayıs aylarında bu özellikte yağmurların Anadolu’ya gelmesi halinde, tahıl üretiminde önemli bir artış görülür.
Eşyaya müdahale ederek değiştirme kabiliyetinde olan insanoğlu isterse, bu fıtri mekanizmaları kullanarak izn-i ilahi ile karada ve denizde üretim patlaması gerçekleştirebilir.
Örneğin, tanker uçaklarına koyacağımız çöl tozu ile yeterli güneş enerjisinin bulunduğu dönemde, bulutları tohumlayarak yağmura dönüşmesi için fiili duayı gerçekleştirebiliriz. Bunu deniz üzerinde yaparsak balık besini olan fitoplanktonların çoğalmasını sağlayabileceğimiz gibi, bu çeşit yağmurların tarım alanları üzerine faydasıyla da zirai üretimi artırabiliriz. Bu da dünyada açlık problemine çare olabilir.
Bunlardan anlaşılıyor ki, tabiatta çözülmeyi bekleyen pek çok sır vardır. Şu ayet, bir yönüyle bu konuda bize ışık tutuyor:
“Orada hem sizin için, hem de rızıklarını verici olmadığınız kimseler için geçim yollarını yarattık. Her şeyin hazineleri yalnız Bizim yanımızdadır. Fakat Biz, onu ancak ihtiyaca göre, belli ölçülerde veririz.”
Nisan yağmurlarının birçok faydası olduğu biliyor muydunuz?
Nisan yağmurları faydaları neler?
Nisan yağmurları, baharın müjdecisi olarak kabul edilen ve Rumi takvime göre Nisan ayının 2. yarısından 14 Mayıs'a kadar yağan yağmurlardır. Bu tarihler Miladi takvime göre 14 Nisan - 14 Mayıs'a denk gelir. Nisan yağmurunun şifası ve faydası çok demir ihtiyacını karşılıyor peygamberimizin hadisi var. Peki Nisan yağmurları ne zaman toplanır, neye iyi gelir?
İşte, Nisan yağmuru faydaları.
Yağmur başlı başına bir berekettir. Fakat özellikle nisan yağmuru şifasıyla öne çıkar. İçerisinde demir bulunduğundan saçlara ve cilde çok faydalıdır. Nisan yağmurlarının şifasına dair Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) hadisleri de vardır. Peki, Nisan yağmurları ne zaman toplanır?
Nisan yağmurları ne zaman başlar? Nisan yağmurları ne zaman toplanır?
Şifalı olan nisan yağmurları, nisan ayının on dördünde başlar, mayıs ayının on dördünde biter. Bu zaman içinde yağan yağmurlara "Nisan yağmuru" denir ve bir çok hastalığa deva olup bir çok faydası vardır.
Nisan yağmurlarının faydası nedir?
Nisan yağmurlarının birçok faydası olduğuna inanılır:
Bereket kaynağıdır: Nisan yağmurlarının, toprağı besleyerek ürünlerin daha bereketli olmasını sağladığı düşünülür.
Şifalıdır: Nisan yağmurlarının, cilt hastalıklarına iyi geldiği, saçları güçlendirdiği ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği söylenir.
Cilt bakımı: Cilt hastalıklarına iyi geldiği düşünülen Nisan yağmuru, yüz yıkamak veya maske yapmak için kullanılır.
Saç bakımı: Saçları güçlendirdiği ve uzattığına inanılan Nisan yağmuru, saçları yıkamak için kullanılır.
Beslenme: Nisan yağmuru, bazı yörelerde çaya katılarak veya direkt olarak içilir.
Bitki sulama: Nisan yağmuru, bitkilerin sulanmasında kullanılır.
Havadaki karbon ve kükürt maddeleri ile beraber pek çok kimyasal maddenin arınmasını sağlar.
- Kirli hava ortamı arındırılır ve daha sağlıklı nefes alma imkanı elde edilir.
- Saç bakımına karşı sağlıklıdır ve daha güçlü ve parlak saçlar sunar.
- Özellikle sabahları nisan yağmuru ile yüz yıkamak cilt için oldukça faydalıdır.
- Çiçeklerin çok daha hızlı ve renkli şekilde büyümesini ve çiçek açmasını olanak verir.
- Azot ve bileşen etkisiyle çiçeklerdeki kök gelişimini sağlar.
Peygamberimizin (S.A.V) Nisan yağmurları ile ilgili hadisleri
Anadolu'da şifa ve bereketle tanımlanan Nisan yağmurları için Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) in şöyle hadisleri vardır:
"Cebrail as Bana öyle bir ilaç öğretti ki, (o ilaç sayesinde, insanların) doktorların ilaçlarına hiç ihtiyacı kalmaz'. Eshab-ı Kiram : (o ilaçtan) Bize de haber ver, Ya Rasulullah dediler, Rasulullah (S.A.V):
"Nisan yağmurunu alınız (toplayınız) Ona; 70 defa Fatiha-i şerife, 70 defa İhlas-ı şerif, 70 defa Felak suresini, 70 defa Nas suresini, 70 defa Tesbih duasını (SübhanAllahi vel-hamdüLillahi ve la ilahe illAllahü vAllahü ekber ve la havle vela kuvvete illa billahil-aliyyıl-azim) okuyunuz.
Sonra, 7 gün devamlı olarak sabah akşam birer bardak içiniz. Beni hak Peygamber olarak gönderen Cenab-u Hakk'a yemin ederim ki, Cebrail Bana dedi ki; "Bu sudan içen kimsenin, cesedinden, damarından, sinirinden, etlerinden, o kimseye ağrı, acı veren rahatsızlığını Cenab-u Hakk giderir ve o kimseye sıhhat ve afiyet verir."
Ayetel kürsi yi suya 50 defa okuyup içen kimsenin Allah (c.c.) aklını ve anlayışını arttırır.
Bir kimse rızkının genişlemesi , borcundan kurtulması, hapisten kurtulması ,düşmanlarından kurtulması veya önemli bir isteğinin kabulü için , bir zalimden yardım dilemesi gerekirse , abdestli olarak 170 kere okursa isteği verilir.
Her gün 18 kere okuyanın kalbi hikmetle dolar
100 kere okuyan bırtakım ilahi lutuflara ulaşır.
120 kere okuyan her türlü kaza ve belalardan korunur.
170 kere okuyana herkez itaat eder.
Korkulu bıir mekanda bulunan veya kötülük ve zuluümlerden cekindiği kimseler arasında olan kişi , 21 kere okursa , Allah (c.c.)onların şerrinden , okuyan kulunu muhafaza eder.
Cuma günü ikindi namazından sonra 178 kere okuyanın duaları kabul olunur.
Bir kimse cuma günü ikindiden sonra ıssız bir yerede 17 defa okursa daha evvel kendınde bulunmayan haller meydana gelir. o anda dua etse duası kabul olunur.
Bir kimse hergün 57 defa Ayetel kürsi ve ardından 3249 defa Ya Mecid ismi şerifi zikrederse çok kısa zamanda o kadar büyük maddi manevi faydalar görmeye başlar ki tarif ve izahı mümkün değildir.
Nazar olmus kişiye 7 defa okunursa Allah (c.c.) nın izni ile şifa olur.
Ezberlemesi belki de en zor surelerden biri olmasına rağmen muhakkak ezberlenmesi gereken ve önemi çok büyük olan surelerden bir tanesidir. Rabbimizin büyüklüğünü ve yüceliğini anlatan bu sure bizi tüm kötülüklerden ve beladan en iyi şekilde korur ve muhafaza eder. Surede O’nun izni olmanda hiçbir şeyin olmayacağı ve ne kadar koruyucu olduğu anlatılır. Yüce Rabb’in kullarına bahşettiği bu sure özellikle yatmadan önce kazadan, beladan korunmak için okunur ve bir işe başlamadan önce Rabb’e sığınmak için okunur. Uzun olması ile birlikte derin manalar barındırmaktadır ve bu manaların hepsi de O’nun ilmini içerir. O’nun ilminden hiçbir şeyi bilmeyeceğimiz ve O’nun yüce olduğu belirtilir. Her müslümanın ezberlemesi ve hatta anlamını da çok iyi bilmesi gerekir. Ayetel Kürsi diğer surelerden farklıdır ve daha fazla şey anlatır.
Nisan Yağmurunda Islanmak
Her ne kadar zahir manada yağmurun, yeryüzü sularının buharlaşarak semada su buharı şeklinde toplanan bulutların yoğunlaşıp soğuması sebebiyle meydana geldiğini biliyorsak da, bu, gözümüz önünde defalarca gerçekleşen bir yaratılış mu’cizesinden başka bir şey değildir. Yaratılış esnasında havada ve yeryüzünde bulunan birçok mineralle kudret-i Fatıra tarafından zenginleştirilip hayati ihtiyacımıza imdat olarak gönderiliyor.
İlgili ayetler Kur’an’da şöyle yer alır:
“Görmez misin ki Allah (c.c.) bulutları dilediği yere sürüklüyor. Sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. İşte görüyorsun, bunlar arasından yağmur çıkıyor.”
“Allah (c.c.) O’dur ki, rüzgarları gönderir de, bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer. Parça parça eder. Derken yağmuru görürsün. Aralarından çıkar. Derken onu kullarından kimlere dilerse döküverdi mi, derhal yüzleri güler.”
Bediüzzaman Hazretleri bu ayetleri şöyle tefsir ediyor:
“Bulutlara bak. Yağmurun şıpıltıları manasız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi boş bir gürültü olmadığına kati delil ise; hali bir boşlukta o acaibi icad etmek ve onlardan ab-ı hayat hükmündeki damlaları sağmak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müştak zihayatlara emzirmek gösteriyor ki: O şırıltı, o gürültü gayet manidar ve hikmettardır ki; bir Rabb-i Kerimin emriyle müştaklara o yağmur bağırıyor ki, “Sizlere müjde, geliyoruz!” manasını ifade ederler.”
NİSAN TASI
Rumi takvime göre Nisan ayı 14 Nisan’da başlar, 14 Mayıs’ta sona erer. Miladi 14 Nisan, Rumi 1 Nisandır. Rumi takvime göre 7 Nisan’dan sonra Nisan ayının sonuna kadar, yani 13 Mayıs’a kadar yağan yağmura Nisan Yağmuru denilir.
Nisan yağmurunda diğer aylardaki yağmurlara nazaran daha fazla şifa ve rahmet değerleri yüklüdür. Hazret-i Enes’e (ra) ait senenin ilk yağmuru ile ilgili şöyle bir rivayet vardır: “Hazret-i Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ile beraberken yağmur yağmıştı. Hemen başını ve elbisesini açtı ve buyurdu ki: “Yağmur Rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği rahmettir.”
Mevlana Müzesi’nde halen sergilenen 34 kilo ağırlığında bronz üzerine altın gümüş kakmalı bir Nisan Tası vardır. İlhanlı Hükümdarı Bahadır Han tarafından 14. Yüzyılda Mevlana Dergahına hediye edilmiştir. Mevle- viler Nisan tası adı verdikleri bu taslara Nisan yağmurlarını toplarlar, dergahı ziyaret edenlere ikram ederlerdi. Nisan yağmurunun birçok derde şifa olduğuna inanılırdı.
Esasen Nisan tası geleneği bir Selçuklu başşehri iken Konya’da bilinen bir gelenekti. İnsanlar Nisan yağmurlarını bu taslarda toplarlar, hastalara şifa olarak dağıtırlar, yapılan yemeklerin içine katarlardı.
Nisan Yağmurunu Bedene Sürmek
Bitkilerin, sebzelerin, hububatın, bağ ve bahçelerin bolca suya ihtiyaç duyduğu, bitki ve ağaçların çiçek tozlarının, polenlerin, reçine ve eterik yağlarının rüzgar ve hava akımıyla atmosfere karıştığı Nisan ayında yağan yağmurlar yeryüzüne bolluk ve bereket getirir. Yağmurla birlikte havada uçuşan bitki ve polen tozları yeryüzüne iner.
Ayrıca Nisan yağmurları içinde kullanılabilir demir olduğu için çok faydalıdır. Nisan yağmuru altında ıslanan insanların kanında demir oranının faydalı biçimde artış gösterdiği gözlenmiştir.
Bu sebeple Nisan yağmuru altında ıslanmak sağlık açısından faydalıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) in tavsiye ettiği için de sünnet bulunmaktadır.
Bazı yörelerde Nisan yağmurunu eline, başına, bedenine sürmek, hatta kaplarda biriktirip içmek veya yemeklerde kullanmak bu sebeple mübalağalı bir yaklaşım değil, isabetli bir tutumdur.
Ancak Nisan yağmurunun bu faydalı özellikleri, hava kirliliğinin olmadığı kırsal bölgeler için söz konusudur. Hava kirliliği yaşanan kalabalık şehirlerde havada asılı bulunan çeşitli karbon ve kükürt parçacıkları ile birlikte çok sayıda zararlı kimyasal madde zerrecikleri yağmur suyuna karışıyor ve yağmur suyunun özelliğini bozuyor.
Nisan yağmurlarının ruhumuza ve bedenimize Cenabi Allah’ın Şafi ismi Şerifi hürmetine şifa olmasını temenni ediyorum.
Recep Kaplan